"Kolayca alev alabilir" anlamına gelen "Flammable" kelimesi Beyoğlu'nda gayet şık bir galerinin camında, üstelik bir alev resmiyle birlikte yazılmış duruyorsa içeride neler olduğunu merak etmez misiniz? Bir galerinin içinde ne olabilir ki...
Ortadoğu'dakileri aratmayacak patlamalar mesela; ama fikir bazında. Buradaki olay; kışkırtıcı afişlerle sosyal adaletsizliklere ve siyasal sorunlara dair mesajlar veren tasarımcı Yossi Lebel'in "Patlayıcı Fikirler" isimli sergisi. Adı geçen mekan ise Garanti Galeri.
17 poster ve 2 video çalışmasıyla İsrail-Filistin sorununu, Kosova'yı ve Çernobil'i irdeleyen sanatçı, "Amacım problemleri ortaya çıkarmak." diyor. Afişlerin ilettiği mesajlar, malzemelerin basitliğine karşın oldukça ağır ve keskin. İsrail-Filistin arasındaki barışın umutsuzluğunu, barışı narin bir canlı olarak ele alarak cam bir kavanoz içindeki ölü beyaz güvercin ile ya da bilekten kesik tokalaşan iki el ile anlatan sanatçı, "İsrail 2005" adlı afişte ise Davud Yıldızı'nı oluşturan eli silahlı askerleri sürekli savaş halindeki ülkeyi ve bitmeyen şiddeti sınırsız kısırdöngü içinde betimliyor. İsrail Hava Kuvvetleri'nden bir uçağı ürkütücü hayvanlar arasına yerleştiren Lemel, bir afişinde savaşın bölgede doğal hale geldiğine ve İsrail jet pilotunun tehlikeli bir tür olduğuna gönderme yaparken bir diğerinde ters dönmüş bir kaplumbağa ile Birleşmiş Milletler'in Bosna'daki çatışmaları engellemekte nasıl etkisiz kaldığına değiniyor.
Katıldığı uluslararası afiş yarışmalarında birçok ödül kazanan 1957 Kudüs doğumlu sanatçı; insanlar tepki vermeyip, sessizce dinledikleri zaman kendini başarısız buluyor. "Tartışmalı konularda benimle aynı görüşte olabilirler ya da olmayabilirler; ama ilgisiz kalmasınlar. İlgisiz kalırlarsa başarısız hissederim kendimi." diyen Yossi Lebel, bazen olağanüstü bir şey olabilir ve insanlar bir afiş kampanyası sonucunda eyleme geçebilir umudunu taşıyor sürekli. "İsrail'de politik olayların yoğunluğu o kadar güçlü ki, kendimi sürekli İsrailliler ile Filistinliler arasında bitip tükenmeyen savaşa ilişkin posterler düşünürken buluyorum. Azap çeken bu iki ulus arasındaki kaotik ilişkiyi durmadan kaşıyan görsel ve yazılı basın dünyası da bana ilham veriyor." diyen sanatçı mizahın gücüne de sonuna kadar inanıyor. Çalışmalarında "daha az daha çoktur" prensibine bağlı kalan sanatçı, basitleştirdikçe gerçekleşmesi zorlaşsa, şifrenin kırılma süreci uzun ve yorucu olsa da toplumun kendinden memnun halini balon gibi patlatmak için elinden geleni yapıyor. Camdaki uyarıyı dikkate almayıp sergiyi gezmeye niyetlenirseniz 13 Mayıs'a kadar vaktiniz var.
Jülide Karahan
03 Nisan 2006/Zaman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder