22 Kasım 2010 Pazartesi

GELECEK KISA SÜRDÜ

Bir Contemporary Istanbul’un daha eşiğindeyken dünün geleceğini hatırlayıp bu günün gerçekliğine bakalım… Belki performans bile alırız!

2007’nin Kasım sonuydu. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı Contemporary Istanbul – o zaman İstanbul’un İ’si yerli yerindeydi – ikinci kez başlamak üzereydi. Fuarın zamane direktörü iddialı konuştu: “2010'da dünyadaki en önemli 10 sanat fuarından biri olacağız.” O günün bir diğer önemli cümlesi de şuydu: “Bizim en büyük arzularımızdan biri Türk koleksiyonerlerin güncel sanata ilgi göstermesi. Resmin ötesinde heykel, video, yerleştirme ve fotoğraf satın almaları ve hatta performans sanatı nasıl alınır diye sormaları…”

Hep birlikte güldük, geçtik; gözümüzü açtık, kapattık, bir de baktık 2010’dayız. Bir Contemporary Istanbul’un daha eşiğinde. Söz uçsa da yazı kaldı; Radikal’in 29 Kasım 2007 tarihli nüshasında. O zamanın içindeyken Althusser’in dediği gibi ‘Gelecek Uzun Sürer’di. Ama bugünden bakınca epey kısa... Bakalım 24 – 28 Kasım tarihleri arasında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşecek fuar, vaatlerin ne kadarına sadık?

AKLA KARA DENGESİ

Akla karayı görmemize sayılı gün kalsa da şimdiden diyebiliriz: Aklar fazla fakat eldeki bilgi az: Bu yıl yurt dışından 35, yurt içinden 41 galerinin katılacağı etkinlik; Berlin Association ile iş birliğine giderek Berlin’in önemli çağdaş temsilcilerini İstanbul’a çekecek. Geçen yıl ‘New Horizons’ başlığı altında Suriye sanatının önemli isimlerinin konuk olduğu fuarın bu yılki gözdesi İran sanatının temsilcileri.

Alışveriş nasıl olur; öngörmek güç. Geçen yıl durum şöyleydi yalnız: 52 bin kişinin gezdiği fuarda yerli ve yabancı 73 galeriyle 307 sanatçı ağırlandı ve sergilenen yapıtların yüzde 68’i alıcıyla buluştu. En önemlisi, geçen yıl bu zamanlar tüm sanat camiası bu fuarı konuştu. Tüm muhabbetlere kulak misafiri olamadık belki ama ana temayı kavradık: Contemporary Istanbul sanata olan ilginin artmasında ve yeni koleksiyonerler oluşmasında önemli bir kıvılcımı ateşledi.

An itibariyle gelen bir davet mailinden anlıyoruz ki; fuar şimdi de gözünü Anadolu’daki potansiyel koleksiyonere çevirdi. Aynen aktarırsak: “… Contemporary Istanbul'un, yıl içindeki etkinliklerine kattığı en son proje Çağdaş Sanat Buluşmaları / Estetik – Değer – Tutku. Uzman kişilerin konuşmalarıyla yürütülecek seminer; İzmir, Adana ve Bursa'da gördüğü büyük ilginin ardından 22 Ekim'de Ankaralı sanatseverlerle buluşacak. Kentin önde gelen işadamları, akademisyenleri ve galerilerinin katılımıyla düzenlenecek seminerin mekânı Cer Modern. …”

CANHIRAŞ BİR MÜCADELE

Fazla uzatmayalım. Bu yıl beşinci kez gerçekleşecek Contemporary Istanbul, tam koordinatları veremesek de, iyi bir yerlere geldi. Yalnız öyle şiirdeki gibi ‘Birdenbire’ değil. Türk sanat piyasasının yıllık hacminin 1 – 2 milyon dolardan 100 milyon doları aşan bir rakama ulaşmasında en az 10 yıllık sağlam bir mücadele var. Canhıraş hatta…

Sarkis 1986’da Maçka Sanat Galerisi’nde sergilenen ‘Çaylak Sokak’ isimli yerleştirmesiyle İstanbul sanat ortamını kelimenin tam anlamıyla sarsmasaydı; 1987’de Türkiye sanat ortamının hayatına Uluslararası İstanbul Bienali girmeseydi; 1993’teki 3. Uluslararası İstanbul Bienali küratörü Vasıf Kortun ‘Kara Kitap’ı okumasaydı; 4. İstanbul Bienali’ni küratörü Rene Block ‘İstanbul Mucizesi’nin farkına varmasaydı; 2003’te Proje 4L Güncel Sanat Merkezi ‘Seni Öldüreceğim İçin Çok Üzgünüm!’ isimli sergiyi ağırlamasaydı; İstanbul Modern ile Sakıp Sabancı Müzesi tüm o sergileri açmasaydı ve gencecik sanat yöneticileri çağdaş sanatı Beyoğlu’ndan Tophane’ye, Nişantaşı’ndan Balat’a - her şeye rağmen – taşımasaydı…

‘Türkiye Çağdaş Sanatı’nı böyle büyük harflerle yazar ve gururla telaffuz edebilir miydik? Burhan Doğançay’ın ‘Mavi Senfoni’si 2.2 milyon liralık rekoru kırar mıydı? The Guardian Türkiye’de son zamanlarda artan sanat yatırımını ballandıra ballandıra anlatan FIachra Gibbons imzalı o haberi yapar mıydı?

‘Türkiye Çağdaş Sanatı’ merdivenleri hızlı ama nefesi kesilmeden tırmanıyor. Hatta belki yakında performans satışı da gerçekleşecek… Gelecek kesinlikle o kadar uzun sürmüyor!


JÜLİDE KARAHAN

INFOMAG / KASIM 2010

Hiç yorum yok: