İnsanın içinden güzel bir erguvan gölgesi bulup altına uzanmak, rüzgâr kuvvetlice eserse mor yağmura tutulmak, o yağmurun altında bir de şiir yazmak gelir. Yazamazsa da, Orhan Veli’nin ve nice şairlerin İstanbul şiirleri geçer aklından...
Dallı budaklı kara kuru bir ağaç, sihirli değnek değmiş gibi silme erguvan kesmişse bir sabah, vakit girmiş demektir. Artık İstanbul için vakit, erguvan vaktidir. Beklemeye gelmez; çünkü gelişleri gibi gidişleri de ansızın olur erguvanların. Bir bakmışsınız varlar, bir bakmışsınız yerlerini yeşil yapraklara bırakmışlar. Ziya Osman Saba, “Düşünceli yürürken bir yol dönemecinde/Çıkacak önümüze beyaz dallarla bahar/Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu/Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar” diye boşuna dememiş, zira erguvanlı baharlarda pek çok kimsenin
aklından çocukluğunun İstanbul'udur geçen.
İstanbul, İstanbul olalı beri erguvandır rengi. Haluk Dursun 'İstanbul'da Yaşama Sanatı' kitabında şehrin M.S. 330 yılında Constantinus tarafından kurulduğu zamanın erguvan mevsimi olduğunu hatırlatır. Surlar bitip şehrin kapıları açıldığı gün, tam da İstanbul'un pembeli morlu elbiselerini giydiği günlerden birine, 11 Mayıs'a denk gelir. Sokaklarda rutubetli duvarları süsleyen mor salkımlara, yan yana dizilmiş eski Rum evlerinin bahçelerindeki erguvan ağaçlarına bakar, dayanamaz koparıverirsiniz. Ama uzaktan öyle mi, mor küpeli erişilmez bir sevgili... Erguvan İstanbul Derneği'nin manevi kurucusu A. Süheyl Ünver, bir yazısında İstanbulluların, erguvanın tadını çıkaramadığından şöyle yakınır: “Erguvanı Boğaz'da görmeli, karadan geçip gitmek olmaz. Bu hem Boğaz'a hem erguvana hakarettir.” Ahmet Hamdi Tanpınar 'Beş Şehir'de; 'Gülden sonra bayramı yapılacak bir çiçek varsa o da erguvandır.' der. Senelerdir Boğaziçi'nde Tanpınar'ın sözünü dinlemişçesine bir 'Erguvan Bayramı' kutlanır. İstanbullunun, ”Bahar oldu güzel, evde durulmaz/ Bu mevsimde erguvana doyulmaz” diyerek katıldığı şenlikleri bu yıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ, Ağaç AŞ ve Erguvan İstanbul Derneği düzenliyor. 29 Nisan Cumartesi günü, geciken nisan yağmurunun altında Sarıyer sırtlarına dikilen erguvan fidanları şahitliğinde başlayan şenlik, mayıs boyunca boğaz turlarıyla sürecek. Kıssadan hisse; şimdi vakit, Boğaz'ın iki yakasındaki erguvanlarla bayramlaşma vakti. Erguvanlar sabırsızca bekleşir. Dolmabahçe'de birer ikişer görünüp kaybolanlara pek bel bağlamayın, esas cemaat Yıldız Parkı girişindedir. Ortaköy'ün sosyetik birkaç mor küpelisinden sonra Kuruçeşme'ye geçince saflar halinde karşılarlar sizi. Arnavutköy'de artık işe iyiden iyiye mor salkımlar karışır. Hele Bebek'te öyle erguvanlarla rastlaşırsınız ki, semtin adına yaraşır. Aslında Rumelihisarı'na gelene kadar fazla heyecanlanmamak gerekir, zira Aşiyan ve Hisar'da takım takım, alay alay erguvan orduları üzerinize üzerinize yürür, esir alır bakışlarınızı. Bu esirlik Emirgan ve İstinye korusuna değin sürer. Rahata ancak Sarıyer sırtlarına vardığınızda kavuşursunuz. Boğaz'ın Anadolu yakasına gelince; Çubuklu Hidiv Korusu, Kanlıca tepeleri, Mihrabad Korusu ve Küçüksu Sevda Tepesi'nde tabiatın ölçülü ve muayyen programını uygulayan erguvanlar, görgüsüzlük edip fazlaca yormaz sizi. Vaniköy ve Fethi Paşa korularında öbek öbek toplaştıkları görülse de Rumelihisarı'ndaki gibi bir hücum söz konusu değildir. Paşabahçe sınırına gelindiğindeyse, “Yoklar, bittiler artık” dediğiniz anda siz, bir grup erguvanın selamıyla karşılaşır gözleriniz. Deniz tutması gibi sebeplerle Boğaziçi erguvanlarını göremeyeceğiz diye üzülenler olabilir. Avrupa yakasının 500'e yakın, Anadolu'nun ise 700'ü aşkın erguvanı sadece Boğaziçi'nde değildir. Yeter ki bayramlaşmak isteyin siz, daha makul yerlerde bekleyenleri elbet çıkar karşınıza. Sultanahmet'te Halide Edip Parkı, Topkapı Sarayı ile Aya İrini önü ve Gülhane Parkı'nda birtakım 'saraylı' erguvanlarla karşılaşmak mümkün. Onları kibirli bulursanız Fındıklı'da, Emirgan korusu girişinde, hatta Beyoğlu'nda birkaç konsolosluk bahçesinde çevre kahvelerden seyredilebilirler. Anadolu yakasında Fenerbahçe parkı ve Anadoluhisarı'ndaki Güzelce Cafe ile Fethipaşa Korusu'nda mahcup erguvanlarla kaynaşmak ise çok daha kolay. Hatta Fethipaşa Korusu'nda İBB sosyal tesislerinin güler yüzlü personeli özellikle de bir Fazlı Bey'i var ki erguvanlı sohbetlere dalmamak işten değil. Seferlere dönersek; mayıs ayı boyunca Turyol ve Erguvan Dostları Derneği işbirliği ile sıklaşan Boğaz turlarının saatleri hafta içi 13.00-14.00-15.00-16.00-17.00, hafta sonları 12.00-13.00-14.00-15.00-16.00-17.00-18.00-19.00. Eminönü, Kadıköy ve Üsküdar iskelelerinden kalkan teknelerle iki saat süren turlara katılmak için kişi başı 5 YTL ödemek yeterli. 7 yaşından küçüklere ise ücretsiz.
Jülide Karahan
6 Mayıs 2006/Zaman Cumaertesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder