İstanbul’da yaşıyoruz ama etrafımızı kuşatan nice hazineyi görmüyoruz. Çok yakın oldukları için uzaklar. Çok uzaklardan gelenlerse daha yakın, çünkü onları görmek için vakit dar.
Sergi küratörü Benoit Junod en baştan uyarmıştı: “Bu sadece bir sergi değil, çığır açacak bir koleksiyon, çok büyük bir ilk…” Ağır basan duygu: heyecan. Başlık: 'Ağa Han Müzesi'nin Hazineleri'. Mekân: Sakıp Sabancı Müzesi.
Öncelikle şu ‘ilk’ vurgusunu açalım: Sergi, gelip geçmiş en değerli İslam sanat eserlerini bünyesinde barındıran Ağa Han Müzesi’nin başyapıtlarından menkul. Bilhassa 11 Eylül sonrasında Amerika'da oluşan İslam karşıtlığını yıkmak için yola koyuldu; ilk kez Müslüman bir ülkede… 2007'den beri Londra, Paris, Madrid, Barcelona, Berlin ve Lizbon gibi kentleri dolaşan sergi; 2013'te Kanada'nın Toronto şehrinde açılacak ‘Ağa Han Müzesi'ni müjdelemesi bakımından da önemli.
AĞA HAN MÜZESİ
Kapılarını açmadan koleksiyonunu dünyaya açan Ağa Han Müzesi, ünlü Japon Mimar Fumihiko Maki tarafından tasarlanıyor. İslam dünyasının değişik dönemlerinden ve bölgelerinden derlenen yapıtların korunması ve sergilenmesini hedefleyen müzenin koleksiyonunda - şimdilik - bin kadar sanat eseri var. Gelişmeye ve büyümeye devam eden koleksiyon, İber Yarımadası'ndan Çin'e İslam uygarlıklarının sanatsal üretimlerini araştırıp topluyor.
Müzenin adı; zenginlik, medeniyet, çağdaşlık ve zarafetle anılan Ağa Han (4. Kerim Ağa Han)’dan… Şii İmamî İsmailî mezhebinin 49. imamı Ağa Han, 1977’den beri İslam kültürünü başarıyla yorumlayan çağdaş tasarımlara verilen ‘Ağa Han Mimarlık Ödülleri’nden âşina olduğumuz bir isim. Harvard Üniversitesi İslam Tarihi Bölümü’nden mezun olan Ağa Han, üniversitede okuduğu yıllarda koleksiyonerliğe merak salmış ve bugünkü Ağa Han İslam eserleri koleksiyonunu oluşturmaya başlamış. İşi, 1988’den beri Ağa Han Kültür Vakfı sürdürüyor.
PROVA NİYETİNE…
Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki 'Ağa Han Müzesi'nin Hazineleri', müzenin provası niteliğinde. Sergiyi gezdiğinizde ‘prova buysa…’ diyecek ve müzeyi hayalinize sığdıramayacaksınız.
İslam dünyasının Endonezya’dan Sicilya’ya, Endülüs’ten Çin’e uzanan farklı coğrafyalarının aynı döneme denk gelen yansımalarını ilk kez vitrine çıkaran serginin büyük bir kısmı kitap ve hat sanatı eserlerinden oluşuyor. Sergide; seramik, ahşap, metal ve kumaşlardan menkul olan ve üzerlerinde Kuran’dan metinlerin yer aldığı pek çok obje, elyazması ve minyatür var. Biraz açalım… Şah Tahmasp’ın ünlü Şehname’sinin minyatürleri, İbn-i Sina’nın Avrupa’da tıp konusunda en yetkin kaynak kabul edilen ‘El-Kanun fi’t-Tıb’ adlı yapıtının en eski elyazması, ‘1001 Gece Masalları’nın 500 yıl öncesine tarihlenen yeni bulunmuş elyazması ve Osmanlı Padişahı II. Selim’in Reis Haydar Nigâri’ye atfedilen portresi…
NADİR SAYFALAR
Kuran’ın nadir sayfalarını unutmamalı. Sergide mavimsi yeşil boyayla renklendirilmiş parşömen üzerine altın harflerle yazılı ünlü Mavi Kuran’ın bir sayfası yer alıyor. Sayfada Bakara Suresi'nin 148-155. Ayetleri… Söylenen o ki, günümüze ulaşmış hiçbir yazma Kuran'da buradaki gibi koyu mavi bir zemin ve böyle altın harfler yok. Bir sayfa da Karmati Kuran'dan… Özgün halinin 4 bin 500 sayfa olduğu tahmin edilen yazmanın her sayfasına Karmati adı verilen köşeli hatla dört satır metin yazılmış. Sergideki sayfada Maide Suresi'nin 44-45. ayetleri yer alıyor.
Sergide ayrıca Siyavuş ile Ferengis'in düğününü anlatan nüshalar, İranlı şair Nizami'nin Hamse'si, Hüseyin el-Vaiz el Kaşif'in masal derlemesi, Firdevsi'nin Şehname'si… Ve daha neler neler ama serginin bir alemet-i farikası daha var: Modern sunum. Bir örnek: Firdevsi'nin Şehname'sinin 1492 ile 1654 tarihli nüshalarını ekranlardan Farsça, Türkçe ve İngilizce okuyabiliyorsunuz.
'Ağa Han Müzesi'nin Hazineleri' 27 Şubat’a dek Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaret edilebilir. Yalnız vakti biraz bol tutmalı, zira okuyacak çok şey var.
JÜLİDE KARAHAN / İNFOMAG ARALIK
......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder