20 Aralık 2010 Pazartesi

SİNOP’TA ÇOCUK OLMAK, ÇOCUK KALMAK…

Sinop’ta çocuklar mutlu. Bunda dondurmanın kilosunun 3.75 YTL olmasının epey payı olsa gerek ama onları asıl mutlu eden bunca oyun…

"Yön tarif edemezsiniz Sinop'ta. Karadeniz’de deniz normalde kuzeydedir ama burada hem kuzeyde hem güneyde” diyor Ali Bey. Deniz dalgalı olduğu kadar da oyuncu Sinop’ta. Yeni bir oyun buluyoruz. İsmi ‘Dalgalarla dalga geçme’ oyunu.
Hava denize girilmeyecek kadar serin ama ayakları suya sokacak kadar ılıksa oynanabiliyor. Kuralları şöyle: Kumsalın dalganın erişebildiği bir noktasında sabit durulur. Dalga beklenir. Dalga ayak bileğine erişirse deniz kazanır ve kişi denize doğru bir adım ilerler. Eğer dalga bileğe ulaşamazsa bir adım geri çıkılır kumsala. Böyle böyle bir ileri bir geri derken kumların kuru noktasında kişi, denizin içinde dalga kazanır. Hep deniz kazanacakmış gibi gelebilir ama öyle değil. Bazen uzaktan kocaman görünen bir dalga biraz erken kırılırsa ulaşamıyor kıyıya. Bazense küçücük bir dalga sabreder ve hemen kırılmazsa tam tersi oluyor. Tamamen şans ve zamanlama işi. Pek çok oyunda olduğu gibi…

Sinop’ta oyun pek çok. Saymaya kalkınca 20’yi rahat geçiyor. Öyle ki geçtiğimiz aylarda üçüncüsünü izlediğimiz Uluslararası Sinop Bienali Sinopale’deki işlerden biri sadece oyunlar üzerineydi. Bahar Aksel ve Ayhan Enşici Sinoplularla bir bir konuştu ve Sinop Geleneksel Çocuk Oyunlarını derledi. Bize sadece oynamak kaldı. Ve bir de anlatmak… Anlatalım ki unutulan ya da artık oynanmayan oyunlar tekrar gün yüzüne çıksın ve bugünün çocukları onlardan haberdar olsun. Büyükleri de tabii. Çünkü oyun oynamanın yaşı yok...


OYUNLAR

Aç Kapıyı Bezirgan Başı
5 Taş
Birdirbir
Cicoz
Çember Çevirmece
Çubuk Deste
Fırfır
Güvercin Takla
Kale Taşı
Kovaya (Kuva) Dildan Atmak
Köşe Kapmaca
Kör Ebe
Malak
Met (Çelik Çomak)
Saklambaç
Sek Sek
Topaç
Uçurtma Uçurma / Uçurtma Dövüşü
Uzun Eşek
Yağ Satarım Bal Satarım
Yakantop
Yeditaş – Dokuztaş
Yılan


OYNAMAK İSTEYENLERE…

CİCOZ

İki kişiyle oynanır. Her oyuncu için 9 pul (küçük taşlar ya da gazoz kapağı) gerekir. Bir oyuncuya ait 9 pulun 9’u da aynı renk olur; oyuncuların pulları ayrı renkler kullanılarak farklılaşır. Oyunun amacı aynı renkli 3 taşı aynı hizada yan yana getirerek rakip oyuncunun taşlarını almaya hak kazanmaktır. Kuralları şöyle: Yere cicozun oynanacağı 3 kareden ve köşegenleri birleştiren çizgilerden oluşan şekil çizilir. Oyuna başlamadan önce iki oyuncu sayışarak kimin başlayacağını belirler. Sayışmanın en çok kullanılan yöntemi oyunculardan birinin tek bir pulu avucunun içine saklaması, diğer oyuncunun ise pulun hangi elde olduğunu bilmeye çalışmasıdır. Pulu bulmaya çalışan oyuncu bilirse oyuna başlar, bilemezse pulu saklayan oyuncu başlangıcı yapar. Oyuna başlayan oyuncu kendi taşlarından birini çizgilerin kesişim noktalarından istediğine koyar. Sıra diğer oyuncuya geçer ve o da istediği bir noktaya kendi pulunu yerleştirir. Her oyuncuya ait toplam 9 taş sırayla olmak üzere birer birer istenilen noktalara konulur. Taşları yerleştirirken amaç 3 tanesini yan yana gelecek şekilde koymaktır. Ancak rakip oyuncular kendi sıraları geldiğinde kendilerine ait taşları diğerinin 3’lü sıra yapmasını engelleyecek şekilde yerleştirirler. Her oyuncu 9 adet taşını yerleştirdikten sonra sırayla çizilmiş çizgiler boyunca taşlarını kaydırarak ilerler. 3 taştan oluşan sıralamayı yapan, rakibinin taşlarından birini almaya hak kazanır. Taşı biten taraf oyunu kaybeder.

YEDİ TAŞ (DOKUZ TAŞ)

2 takım halinde, toplam 2 – 10 kişi ile oynanır. Gerekli olan malzeme üst üste dizilecek 7 tane iri ve yassı taş ile orta büyüklükte bir lastik toptur. Oyunun amacı kule haline gelecek şekilde üst üste dizilen taşları topla yıkıp daha sonra karşı takım tarafından vurulmadan tekrar kule halinde dizmektir. Bu biraz zor bir iştir. Ama imkansız değil… Kurallara gelince; 7 iri taş üst üste dizilerek kule haline getirilir. Oyun kimi mahallelerde 8 ya da 9 taşla da oynanır. Kuleden 5–10 metre uzaklıkta bir çizgi çizilir. Takımlardan biri atıcı, diğeri ise savunucu olur. Takımların oynayacağı rol sayışma ile belirlenir. Atıcı takımın oyuncuları çizilen çizginin dışına geçerek topu kuleye doğru atar ve taşları yıkmaya çalışır. Taşlar yıkıldığında kuleyi savunan grup atılan topu almaya gider, o sırada atışı yapan grup taşları dizerek kuleyi tekrar oluşturmaya çalışır. Atıcı grup kuleyi tekrar dizerken savunucu grup topla rakip takımın oyuncularından birini vurmayı başarırsa o oyuncu yanar ve oyun dışında kalır. Oyun yeniden başlar ve atıcı grup aynı şekilde yıkılan kuleyi tekrar dizmeye çalışır. Eğer vurulmadan dizmeyi başarırsa yanan oyuncularını tekrar oyuna dahil etme hakkı kazanır. Taşları tekrar dizmeyi başaramayan ve tüm oyuncuları yanan takım oyunu kaybeder. Atıcı olma hakkı diğer takıma geçer.

KOVAYA (KUVAYA) DİLDAN ATMAK

Oynamak için en az iki kişi gerekir. Bir de yere açılan bir çukur ve çok sayıda dildan (misket). Oyunun amacı yere açılan kovaya (çukur) en fazla sayıda dildanı atmaktır. Kurallar şöyle: Oyun toprak zeminde oynanır. Önce yere bir daire çizilir ve içi çok derin olmayacak şekilde çukurlaştırılır. Ardından, oynayacak çocukların yaş aralığının el verdiği uzaklıkta bir atış çizgisi çizilir. Her oyuncu sırasıyla eline bir avuç dildan alır ve çukura doğru atar. Kovaya en fazla sayıda dildanı isabet ettirmeyi başaran kazanır ve kendi attığı sayıda dildanı diğer oyunculardan alır.

Dildan ile oynanan çok sayıda oyun vardır. Bunlar arasında kovanın içine konan dildanları atılan başka bir dildanla vurarak dışarıya çıkarmaya çalışmak, kovanın etrafına serpilen dildanları başka bir dildanla vurarak içeri düşürmeye çalışmak ya da yere çizilen üçgen / dairenin içine dizilen dildanları çizginin dışına çıkarmak vardır. Dildan oyunları mahallelere göre bile çeşitlilik göstermektedir.

YILAN

En az iki kişiyle oynanan bu oyun için yere yılan şeklini çizmek için tebeşir ya da kiremit parçası, her oyuncuya ait bir adet gazoz kapağı ya da pul gerekir. Amaç, yılanın gövdesi olarak çizilen yolu izleyerek hedef noktasına ulaşmaktır. İşleyişe gelince; önce yere yılan şekli çizilir. Kuyruğun, yani oyun çizgisinin uzunluğu oyuncu sayısına göre belirlenir. Kalabalık oyunlar daha uzun bir çizgide oynanır. Oyuncular aralarında sayışarak başlama sırasını belirler. İlk oyuncu kendi pulunu yılanın başladığı noktaya koyar ve fiskeyle vurarak hat boyunca ilerletir. Herkesin çizgilerin içinde kalmak koşuluyla arka arkaya 3 vuruş hakkı vardır. Amaç, bu 3 vuruşta en uzun mesafeyi kat etmektir. Eğer pul çizgilerin dışına çıkarsa oyun sırası sonraki oyuncuya geçer ve pulu dışarı çıkan oyuncu diğer elde yine en baştan başlar. 3 vuruşta çizgi içinde ilerleyen oyuncu sıra tekrar ona geldiğinde kaldığı yerden devam eder. Oyuncular kendi yollarında bulunan diğer pulları çizgi dışına çıkarabilirler, bu önemli değildir. Asıl olan kendi pulunu çizginin içinde tutmaktır. Aksi halde o da sırasını kaybeder ve en baştan tekrar başlar. Kendine güvenen oyuncular, çizilen ‘S’ şeklini dik geçmeye çalışır. Atılan pulun her seferinde çizgiler arasında kalması koşuluyla bu atışlar sayılır. Yılanın başında bulunan hedef noktasına en önce ulaşan oyuncu oyunu kazanır. Hatta bir sonraki elde başlangıç noktasından bir adım ilerleyerek başlamaya hak kazanır.


JÜLİDE KARAHAN

ANADOLUJET/ ARALIK 2010

.........

Hiç yorum yok: