Pek televizyon izlemeyen bir fotoğrafçı, oyuncu Mert Fırat’ı çekecek. Fırat, “Dışarı mı çıkıyoruz?” dediğinde gizleyemiyor şaşkınlığını: “Konuşabiliyor muydu?” Başka Dilde Aşk’ın sağır ve dilsiz Onur’unu öyle bellemiş. Keramet belleyende değil, belletende.
Başrollerini Mert Fırat’la (Onur) Saadet Işıl Aksoy’un (Zeynep) paylaştığı Başka Dilde Aşk, 150 bin izleyiciye ulaşmakla kalmadı, ulusal ve uluslararası festivallerde toplam 24 ödül aldı. Ödüllerin altısı En İyi Erkek Oyuncu dalında Mert Fırat’a... An itibariyle Amerika’da bağımsız sinemalarda vizyonda olan film; konuşmadan anlaşabilir miyiz, diyordu. Cevabı, ötekinin derdini sessizce anlatan çığlık çığlığa bir evet.
Sesini hiç duymadığı, sadece yüzünü gördüğü insanlarla kütüphanede çalışan sağır ve dilsiz Onur’la; yüzünü hiç görmediği sadece sesiyle muhatap olduğu insanlarla çağrı merkezinde çalışan Zeynep’in aşkını anlatan filmin senaryosu da Mert Fırat’ın elinden. Filmin yönetmeni İlksen Başarır’la birlikte…
EN ÖNEMLİSİ TARTIŞABİLMEK
Başka Dilde Aşk’ın bir sahnesinde Onur’un annesi çıkışıyor oğluna: “Sana ne çağrı merkezinde çalışanlardan, onların haklarından. Sen telefonla konuşamazsın ki…” Onur için olduğu kadar Mert Fırat için de önemli bu. Ona göre başkalarının dertlerini dert edinmeye başladığımızda değişiyor bir şeyler. Senaryo yazımını da açıklıyor durum. Anahtarlardan biri, yazmak istedikleri konuyu derinlemesine araştırıp incelemeleri, diğeri toplumsal sorunları dertlenip dertlendikleri şeyleri anlatmaları.
“Neyin yazdırdığı önemli. Toplumsal konularda yazıyoruz, motivasyonumuz güçlü. Bize dokunan konuları kaleme alıyoruz. Gözümüzü, kulağımızı kapatamayacağımız öyle çok şey var ki...” diyor ve ekliyor Fırat: “Gösterilen gündemlerin dışındaki gündemleri takip eden, okuyan ve araştıran biri yok sayamaz. Tartışabilmek ve bilinç oluşturmak… En önemlisi bu. Başka Dilde Aşk’la ötekileştirmenin her türüne karşı olduğumuzu söyledik. İşitme engelliler Türk filmlerini sinemada izleyemiyor, televizyonda ise sadece alt yazılı kanalları takip edebiliyor. Neden? Biz buna karşıyız. O yüzden işitme engellilere özel seanslar yapmak yerine filme alt yazı koyduk. Bundan sonraki filmlerimize de koyacağız. Umarım tüm Türk filmleri bunu dikkate alır.”
İŞARET DİLİ DERSİ
Başka Dilde Aşk filmiyle birlikte, pek kimseler bilmese de, engellilerin hayatla bütünleşmesi konusunda çok gelişme oldu. “Engelliler için ayrı bir yer değil; hepimizin birlikte aynı hayatta, aynı şehirde, aynı kaldırımda ve aynı imkânlarla yaşaması değerli. Öbür türlüsü ayrımcılık.” diyor ve nüfusun yüzde 13’ünün bir şekilde engelli olduğuna dikkat çekiyor Fırat. Az bir yüzde değil bu, bir Avrupa ülkesi kadar…
Çekimler sırasında İşitme Engelliler Milli Federasyonu’ndan destek alan ve işaret dilini öğrenen Fırat; sevindirici gelişmelere örnek olarak Denizli Pamukkale, Bursa Uludağ, İstanbul Bilgi ve İstanbul Boğaziçi Üniversiteleri’nde işaret dili derslerinin verilmeye başlanmasını gösteriyor.
DERDİMİZ NİYETİN HASLIĞI
Kişisel değil, toplumsal sorunlarla ilgili filmler yapmak istiyor Fırat. Şimdiye kadar hayattan aldıklarını ona geri vermenin yollarından biri bu. “Aman canım ne olacak, der ve geçer giderseniz bir gün mutlaka döner ve karşınıza çıkar. Her şey tartışılabilir olmalı. Tabulaştırmak çok tehlikeli. Sorunun sorun olduğunu saptayamazsanız çözüm için hiçbir adım atamazsınız. Siz ilk önce onun sorun olduğunu kabul edecek, sonra çözüme yöneleceksiniz.” diyen Fırat’ın senaryosuna elini sürdüğü ikinci film Atlıkarınca 18 Mart’ta vizyonda.
Bir aile trajedisi üzerinden toplumsal sorunlara değinen film için “Derdimiz niyetin haslığı” diyor ve ekliyor Fırat: “Niyetle ilgiliyiz. Dinimizde de böyle. Önemli olan içindeki niyettir. İnsan olmak öyle kolay değil. Daha çok düşünmeli, daha çok araştırmalı, birbirimize daha çok saygı gösterip birbirimizi daha çok umursamalıyız. Farkındalık oluşturmak, varsa yoksa bu.”
Böyle düşününce üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor Fırat. Dizi, reklam ve tiyatrodan kazandıklarını sinemaya aktarmaya çalışıyor. Toplumsal sorunlara dokunan filmler yapmak isteyen Mert Fırat’ın İlksen Başarır’la birlikte ikisi yazılı toplam altı hikâyesi daha var. Onlar da ilerleyen zamanlarda birer birer çıkacak karşımıza.
HAYALDEN GERÇEĞE
Antakyalı bir baba ile Kayserili bir annenin oğlu olarak 10 Ocak 1981’de doğan Mert Fırat, Ankara’da doğup büyüdü. Ortaokuldan itibaren çeşitli oyunlarda rol alan Fırat’ın tek hayali oyuncu olmak. İsveç’te radyo-televizyon bölümünde okumayı deneyen Fırat, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden 2006’da mezun oldu. Oyun Atölyesi’nin Hırçın Kız adlı oyunu için sınava giren ve seçilen Fırat, tiyatro yanı sıra Bizim Evin Halleri, İşte Benim, Yersiz Yurtsuz, Binbir Gece ve Kapalıçarşı gibi dizilerde rol aldı.
18 Mart’ta vizyona girecek Atlıkarınca, 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi senaryo ödülünü aldı. Mert Fırat ve İlksen Başarır’ın senaryosunu yazdığı filmde; Mert Fırat, Nergis Öztürk, Sema Ceyrekbaşı, Zeynep Oral ve Sercan Badur rol alıyor. Yönetmenliğini İlksen Bararır’ın üstlendiği film, bir aile trajedisi üzerinden pek çok toplumsal soruna değiniyor.
JÜLİDE KARAHAN / ANADOLUJET MART
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder