19 Nisan 2011 Salı

Karagöz'e yan bakan kalmayacak

Yunanistan ile Türkiye arasında sürüp giden kültürel tartışmalardan biri: 'Karagöz sizin mi bizim mi?' Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü'nün gün yüzüne çıkardığı bin 500'ü aşkın figürden oluşan Karagöz tasvirleri koleksiyonu bu tartışmayı ilelebet kapatacak gibi.

Sondan bir önceki haber şöyleydi: UNESCO bünyesindeki Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Hükümetlerarası Komitesi, 2009 Eylül'ünde Abu Dabi'de toplanmış ve UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'ne Karagöz'ü 'Türk Gölge Oyunu' adıyla kaydetmişti. Son haber 2010 başlarında Yunanistan'dan geldi. UNESCO'nun gölge oyunu Karagöz'ü 'Türklerin kültürel mirası' olarak tescil etmesine kızan Yunanistan, Avrupa Birliği'ne başvurup gölge oyununun patentini almak için harekete geçti. Yunan medyası "Karagöz'ü Türkleştirdiler" ve "Karagöz'e Türk pasaportu verdiler" gibi yorumlar yaparken resmi yetkililer "Onların Karagöz'ü onlara bizim Karagöz'ümüz bize..." demekle yetinmişti. Henüz haberleşmeyen son gelişme şöyle: AB Komisyonu Yunanistan'ın bu isteğini "Muhatap biz değiliz, UNESCO" diyerek reddetti.

Tartışacak bir şey zaten yoktu, ama geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü öyle bir çalışmaya imza attı ki, bundan sonra kimse Karagöz'e yan gözle bile bakamayacak. Proje yönetmenliğini Genel Müdür Mahmut Evkuran'ın üstlendiği çalışma kapsamında; Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi'ndeki çoğu 18. yüzyıla ait bin 500'den fazla Karagöz tasviri bir araya geldi.

'Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi Karagöz Katalogları' isimli 5 ciltlik çalışmada; sanatçısı belirlenemeyen tasvirlerin yanı sıra Hayalî Nazif, Hayalî Memduh, Kâtip Salih, Hattat Yumnî, Hafız Bahattin, Hayalî Küçük Ali, Rağıp Tuğtekin, Ressam Muazzez, Üsküdarlı Muharrem, Hayalî Şefik, Hazım Körmükçü, Şükrü Yesukay, Tuncay Tanboğa, Metin Özlen, M. Kemalettin Sevilen ve Orhan Kurt'un çizimleri bulunuyor.

Kataloglar çocukların algısına hitap edecek sadelikte oldukça basit bir yöntemle tasniflenmiş. İlk ciltte doğaüstü yaratıklar, ikincide çeşitli mesleklerin de yer aldığı gündelik yaşam, üçüncüde eğlenceler ve eğlence kültürünü temsil eden karakterler, dördüncüde yaşanılan çevre, hayvanlar ve mekân, beşincide ise hoşgörü temelli etnik karakterler ve kültürel kimliklerin tasvirleri var. Başka hiçbir kural söz konusu değil. Sanatçısına göre, oyuna göre, yapım yılına göre gibi ayrımlar yapılıp akıl karıştırılmamış. Bu tür bilgiler tasvirlerin altındaki küçük notlarda verilmiş sadece.

Kataloglara YKY'nin izniyle Prof. Dr. Metin And'ın 'Önemli Bir Kültür Mirası: Karagöz' isimli makalesi eşlik ediyor. Makalede gölge oyununun Türkiye'ye nereden, nasıl ve ne zaman geldiğine dair pek çok açıklama bulunuyor. Gölge oyunu Türkiye'ye Orta Asya veya İran'dan değil Mı- sır'dan gelmiş. Üstelik 16. yüzyılda... Gölge oyununun varlığını kesin olarak gösteren kaynaklara da 16. yüzyıl Osmanlı belgelerinde rastlanıyor. Yavuz Sultan Selim döneminin güvenilir tarihçilerinden İbn İyâs'ın verdiği bilgiye göre gölge oyunu Türk topraklarına şöyle geliyor: 1517'de Mısır'ı ele geçiren Yavuz Sultan Selim orada beğendiği sanatçılara "İstanbul'a gelin, oğlum da bu gösterileri görsün." diyor. Oğlu Kanuni Sultan Süleyman o sırada 21 yaşında.

Osmanlı kültür ve sanatının pek çok öğesini -Divan şiiri, halk şiiri, tekke şiiri, divan müziği, halk müziği, sanat dansı, halk dansı, sözlü edebiyatın tüm söz oyunları, tekerlemeler, yanıltmaçlar, bilmeceler, gerçeküstü öyküler, kılıklamalar, çene yarışması, tersinleme, yerindensizlik, abartma, lafçılık, ad oyunu, cinas oyunu ve yutturmaca - bünyesinde barındıran gölge oyununa dair tasvirleri içeren kataloglar şimdilik İngilizce ve Türkçe. Önümüzdeki günlerde Fransızca, Arapça ve Rusçası da basılacak.

JÜLİDE KARAHAN / ZAMAN KÜLTÜR

...

Hiç yorum yok: