6 Temmuz 2011 Çarşamba

'Miles Davis bizi destekliyor'


18. İstanbul Caz Festivali, yarın akşam Marcus Miller'ın müzik direktörlüğünü üstlendiği 'Tribute to Miles' isimli projenin dünya prömiyerini ağırlayacak. Davis'le yolu genç yaşta kesişen Marcus Miller, Wayne Shorter ve Herbie Hancock; önceki gün Zorlu Center'ın tanıtım ofisinde gerçekleşen basın toplantısında projenin detaylarını ve Miles Davis'i anlattı.


Bir efsane daha -Miles Davis- aramızdan ayrılalı 20 yıl olmuş. En başta kadim dostları Marcus Miller, Wayne Shorter ve Herbie Hancock inanamıyor buna. Şöyle diyor Marcus Miller hatta: "Miles Davis aramızdan ayrılalı 20 yıl oldu denince şaşırıyorum. Bu kadar uzun süre geçtiğinin farkında değilim. Bunun sebebi müziğinin sürekli bizimle olması..."

İnanamasalar da bir şeyler yapmak istiyorlar topluca ve ortaya 'Tribute to Miles' projesi çıkıyor. Yarın akşam Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda dünya prömiyerini yapacak proje; temmuz ayı boyunca Umbria, North Sea, Montreux ve Jazz a Vienne gibi önemli festivalleri dolaşacak.

"Bunlar nasıl konserler olacak? Neler göreceğiz sahnede?" basın toplantısının da ilk sorusu. "Bir piyano, bir saksafon..." diyerek ve gülümseyerek başlıyor anlatmaya Miller: "1950'lerin takım elbiselerini giymek gibi bir niyetimiz yok. Kendimiz olacağız. Miles'in bize öğrettiği en önemli şey, geriye değil ileriye bakmaktı. Geçmişe hiç takılmamış biriyle ilgili geçmişe dönük bir şey yapmak, bir konser hazırlamak hiç kolay değil. Geçmişe saygı gösterip yüzümüzü geleceğe döneceğiz. Geçmiş gelecekle buluşacak konserde. Hepinizin tanıdığı ezgiler olacak ama aynı seslerle değil... Onun sesi sürekli kulağımızda çınlıyor. Bire bir taklit edersek o sesi duyamaz oluruz. O bizi destekliyor. Bunun aksini düşünseydik burada olmazdık."

"ONU HİÇ ÖZLEMİYORUM"

"Özlüyor musun diye soruyorlar bazen. Hayır, çünkü hep burada. Ondan etkilenen herkes onun varlığını hissetmeye devam ediyor. O bizimle. Miles'in yaşıyor olduğu duygusuyla bir araya geldiğimizde ne yapılması değil ama ne yapılmaması gerektiğini belirlemek çok kolay oluyor." diye söze giren Herbie Hancock, "Miles'ın sesleri kulağımızın yanında, içimizde. Ondan aldığımız müzik dersleri birer hayat dersi. Bu projeyle bunu daha iyi fark ettim." diyor ve ekliyor: "Saygı niteliğindeki bir konserde onun şarkılarını çalmak gelir önce akla. Ama kafamızın içindeki Miles bunu duyunca 'Sakın ha!' dedi."

Miller devam ediyor: "Sahnedesiniz. 3 bin, 4 bin, 5 bin kişi sizi izliyor ve ne olacağını bilmiyorsunuz. Hiçbir cazcı sahnede ne olacağını tam olarak bilemez. Ne kadar prova yaparsanız yapın yeterince hazır olmazsınız. Rock ve klasik müziğin kendine güveni tamdır bu anlamda. Ama doğaçlamada ne olacağı bilinmez. Yapmanız gereken tek şey, 'Ne olacağını bilmiyorum ama kendime güveniyorum.' demektir. Öyle olursa geleceği yakalarsınız."

Anda kalmanın cazın özü olduğunu söyleyen Wayne Shorter ise amaçlarının Miles'ı onurlandırmak olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Bunun parametrelerini belirlerken Miles'in kişilik özelliklerini düşündük. O, genç yetenekleri desteklerdi. Konserlerde bize trompette Sean Jones ve davulda Sean Rickman gibi iki genç yetenek eşlik edecek."

BOKS, YEMEK YAPMAK, KADINLAR

Provaların ilk gününde hiçbir şey çalmayan, sadece Miles Davis hakkında uzun uzun konuşan ekip, biraz da onu o yapan özelliklerden bahsetti. Müzik dışında en çok; boksu, yemek yapmayı ve kadınları severmiş örneğin. Wayne Shorter bir anısını anlattı bu noktada: "Günün birinde bana bir soru sordu Miles; 'Kulağa müzik gibi gelen müzikten sıkıldığın olmuyor mu hiç?' Düşünmeye başladım. 'Düşünmeden cevapla.' diye uyardı, içini derince çekti ve 'Anladım ben' dedi. Hani bazen iletişim kurmakta zorlandığınız zamanlar olur ya... O zamanlarda iletişim kurulacak tek kişidir Miles. Başkasını tanımadım daha."

'Tribute to Miles'ın dünya prömiyeri yarın akşam Miles Davis'in 1989'da sahne aldığı Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek. Zorlu Center'ın sponsorluğunu üstlendiği konserde; piyanoda Herbie Hancock, saksafonda Wayne Shorter, bas gitar ve bas klarnette Marcus Miller, trompette Sean Jones ve davulda Sean Rickman olacak.

JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN KÜLTÜR / 06.07.2011

Hiç yorum yok: