7 Eylül 2007 Cuma

İstanbul Modern'de Bienal hatıraları

İstanbul Modern'de önceki gün açılan 'Şimdiki Zaman Geçmiş Zaman' isimli sergi, İstanbul Bienali'nin çocukluk fotoğraflarını sandıklardan çıkardı. 20 yıllık geçmişi bir arada izlemek sadece sanatın değil, toplumsal yaşamın geçirdiği pek çok değişimi de hikâyeliyor.

İnternet ve cep telefonu yok. Küratörlük gibi bir kelime duyulmuş değil. Bienal... O da ne? Sene 1987. İstanbul'un ilk uluslararası çağdaş sanat sergisi, bienal denmiyor daha, varolma çabasında. İstanbul sanat çevresinde sağ mı sol mu; figür mü soyut mu tartışması... Bugünlerde gençliğinin en deli zamanlarını yaşayan, 20'sine dün bastı, Uluslararası İstanbul Bienali'nin ilk fotoğrafı bu.

İstanbul Modern, etkinliğin 20. yaşını 'Şimdiki Zaman Geçmiş Zaman /20 yılda Uluslararası İstanbul Bienali'nden İz Bırakanlar' başlıklı bir sergiyle kutluyor. Geçmiş dokuz bienalin sekiz küratörü (ilk ikisi Beral Madra) kendi sergilerinden biri Türk, üçer sanatçı seçmiş. Monica Bonvicini'nin 'Cehenneme Merdiven' isimli yerleştirmesi müzenin daimi eseri olduğundan 8. Bienal iltimaslı. 42 sanatçının 50 yapıtı canlı, gelmiş geçmiş tüm çalışmalar ise ekranlardan izlenebiliyor.

Küratörlerin küratörlüğünü İstanbul Modern Direktörü David Elliott ve İstanbul Modern Başküratörü Rosa Martinez üstlenmiş. David Elliott'un sergi için kullandığı '20 yılda sanatın bu şehirde yaşadıkları' ifadesi az kalıyor zira, her bir fotoğrafın arka planında dünyaya dair türlü hal var. Mesela 3. İstanbul Bienali Körfez Savaşı nedeniyle, dördüncüsü de ekonomik kriz sebebiyle birer yıl gecikmiş. Bienallerin altıncısı 1999 depreminden, yedincisi 11 Eylül'den, sekizincisi de Irak işgalinden nasiplenmiş. Tüm bunlar düşünüldüğünde 'pek bahtsızmış' bile denebilir.

İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, önceki günkü basın toplantısında "Sergi, Türk ve dünya güncel sanatının en iyi örneklerinden geniş bir yelpaze sunarken sanatsal üretimdeki değişikliklere yönelik bir değerlendirme olanağı da tanıyor izleyiciye" dedi. Biz de bu olanaktan yararlanarak geçmiş küratörlerden (Beral Madra, Vasıf Kortun, Renè Block, Paolo Colombo, Yuko Hasegawa, Dan Cameron ve Charles Esche) eski bienalleri değerlendirmelerini istedik. Neredeyse hepsi Rosa Martinez'in küratörlüğünü yaptığı 5. Bienali unutamadığını söyledi.

Peki ya 2 Aralık'a dek sürecek serginin en unutulmaz işleri hangileri olacak? Sarkis'in 'Pilav ve Tartışma Yeri' isimli yerleştirmesi galiba. Sarkis'in İstanbul Modern'in orta yerine kurduğu yerleştirme önce teknisyenleri, sonra müze çalışanlarını toplamış başına; şimdi de ziyaretçileri toplayacak gibi. Ahşap sıralara oturup 19. yy Osmanlı kazanından nohutlu pilavınızı yerken tartışacağınız diğer eserlere gelince... İlk bienalden sonuncusuna doğru ilerleyen zamandizinsel düzenleme içinde Michelangelo Pistoletto'nun 'Paçavraların Venüs'ü, Halil Altındere'nin 'Tabularla Dans'ı ve Shirin Neshat'ın 'Allah'ın Kadınları' çok konuşulanlar arasında.

Sergi kapsamında yarın ve ertesi gün Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu'nda 'Bienallerin Geleceği' başlıklı sempozyumda, tüm Bienal küratörleri söz alacak; hatırlatalım.

Jülide Karahan

07 Eylül 2007/Radikal

Hiç yorum yok: