10 Eylül 2007 Pazartesi

Bienallerin geleceğinde süper küratörler yok

İstanbul, serin havayla birlikte bienale de teslim oldu. Boyunlarına B harfi asmış (düzenleyen, katılan, gezen) bienal insanları şehre yayıldı. Hayat bütün sanatsallığıyla harala gürele akarken bir grup insan ise sergileri bırakıp Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Oditoryumu'na kapandı.

İstanbul Modern'in düzenlediği 'Bienallerin Geleceği' başlıklı uluslararası sempozyum cuma ve cumartesi günlerinin en 'tartışmalı' etkinliklerinden biriydi. AICA Türkiye işbirliği ve Garanti Bankası sponsorluğuyla hayata geçen sempozyumun ilk günü küratörler, ikinci günü de sanatçılar anlattı geçmiş zaman bienallerinin deneyimlerini ya da deneyimsizliklerini. Herkes gözünü kırpmadan dinledi. Sempozyumun moderatörlüğünü yapan İstanbul Modern Müze Direktörü David Elliott, korsan demeç vermek isteyenlere nasıl izin vermediyse ilginin azalmasına da öyle izin vermedi. Pek çok defter gelecek zamana dair notlarla doldu.

Notların en dikkat çekici cümleleri son sayfalarda edildi. Ön sıralarda oturan pembe elbiseli genç hanımın "İki gündür dinliyorum. Geçmişten ve şimdiki zamandan bahsettiniz. Artık geleceğe gelir misiniz?" sözlerinden itibaren... Bu sitemkar isteğe gülümseyen bir ciddiyetle cevap verdi David Elliott: "Bienalin geleceğiyle ilgili kesin ve kısa cevaplar vermek mümkün değil. Gelecek bu salonda. Bu şehirde. Konuşarak oluşturacağız onu." Böyle bir soruya önceden hazırlanmış sanatçı Sarkis, teklemeden sıraladı önerilerini: "Eskiden 1 ay sürerdi bienal, şimdi 2. İki ay pek çok önemli çalışmayı basit birer süse çeviriyor. Bienal iki seneye yayılmalı. Ayrıca bir bienal müzesi de kurulmalı."

Selim Birsel'in "Araştırma projesi gibi bir soru bu. Monet gelsin mesela..." ya da Hou Hanru'nun "Gelecek aslında ürettiklerimiz" gibi önerilerine son noktayı René Block'un "Bugünkü tecrübenin devamı önemli. Geleceğe yönelik 5 yıllık planlar hiçbir zaman işe yaramaz. Onları bir kenara bırakıp bugünü değerlendirmeye bakalım." cümleleri koydu.

Sempozyum notlarının ilk sayfalarında David Elliott'un "Bienal nedir? Neden bienal yapma zahmetine giriyoruz?" sorusuna küratörlerin verdiği cevaplar yer alıyor. "80'lerde bienal düzenlemek görünürlük için şarttı. Sanatın aktığı ana yatağa girmek gerekiyordu. Bunlar başarıldı. Şimdi süper küratörler oluşturmak yerine atölye çalışmalarına yönelmeli." diyen Beral Madra'yı (1987 ve 1989 bienalleri küratörü) Vasıf Kortun (1992), René Block (1995), Paolo Colombo (1999), Yuko Hasegawa (2001), Dan Cameron (2003) ve Charles Esche (2005) takip etti. İkinci günün konuşmacıları ise bienal sanatçılarından Haluk Akakçe, Selim Birsel, Hannah Collins, Ayşe Erkmen, Sarkis, Solmaz Shahbazi, Nedko Solakov ve xurban_collective idi. 10. İstanbul Bienali küratörü Hou Hanru, açılış yoğunluğundan birinci gün gelmesi gerekirken ancak ikinci güne yetişebildi.

Deniz Ilgın

10 Eylül 2007/Zaman

Hiç yorum yok: