3 Eylül 2010 Cuma

GELENEKTEN ÇAĞDAŞA BAKSI MÜZESİ

Çağdaş sanat kabına sığamıyor ve büyük kentlerin sınırlarını dalga dalga aşıyordu ama bu kadarını kimse beklemiyordu. Doğu Karadeniz’de, Bayburt’un 45 km dışındaki bir köyde, Çoruh Vadisi’ne bakan tepenin üzerinde bir çağdaş sanat müzesi kurulsun, üstelik modern ve geleneksel sanatları aynı çatı altında bir araya getirsin… Pek olası görünmüyordu ama oldu.

Her şey Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ın yıllar yılı öğrendiği ve biriktirdiklerini doğduğu yere taşımak istemesiyle başladı. “Babamdan gurbete gitmeyi, anamdan sabretmeyi öğrendim.” diyen Koçan’ın 10 yıllık çabası nihayet sonuçlandı ve Baksı Müzesi geçtiğimiz aylarda kapılarını açtı.

BİR ZAMANLAR HER ŞEY DÜŞTÜ

Baksı Müzesi, Prof. Dr. Hüsamettin Koçan'ın uzak bir düşü olarak 2000 yılında filizlendi. 2002 Nisan’ında Bilgi Atölye 111’de düzenlenen müze tanıtım sergisi, bu düşün gerçeğe dönüşmesi yolunda atılan ilk adımdı. Projenin en önemli aşamalardan birini 2004 baharında Proje 4L’de düzenlenen ‘Şaman Güncesi’ sergisi oluşturdu. Yöredeki Şaman gelenek ve inançlarının simgesi olan 41 sayısının uğuruna inanan 123 sanatçı, gönüllülük coşkusu ve enerjisiyle bir sergide buluştu. Baksı Müzesi’nin çağdaş ve yerel sanat atölyeleri, misafirhanesi, etnografik evi ve yemekhanesinden oluşan ilk bölümü bu serginin desteğiyle hizmete açıldı.

Müze, 2005 yılından itibaren çalışmalarını Baksı Kültür Sanat Vakfı bünyesinde sürdürmeye başladı. Aynı yıl, müzenin atölyelerinde köyde yaşayan genç kızların el becerilerini ve hayal güçlerini yansıtan yorganlar üretildi. Bu yorganlar önce Bayburt Halk Eğitim Merkezi, ardından İstanbul Cey Güzel Sanatlar Merkezi’nde sanatseverin karşısına çıktı. Sergiler sergileri, heyecanlar heyecanları kovaladı ve Baksı Müzesi 10 yıllık zorlu bir yolculuğun sonunda tamamlandı.

GELENEKTEN ÇAĞDAŞA

Çiçeği burnunda Baksı Müzesi; sürekli sergileme bölümleri, dönemsel sergi mekânları, konferans salonu, kütüphane, konuk evi ve atölyeleriyle 30 bin metrekarelik bir alana yayılıyor. Müzenin sergi salonunda yok yok: Şahmeran, Köroğlu ve Eshab-ı Kehf temalı halk resmi örnekleri, camaltı ve işleme koleksiyonu, yazı resimler, şifa tasları, âlemler, taş baskılar, boyamalar, işlemeler… Müzedeki yöresel ürünler iki önemli grupta toplanıyor: Ehram ve çömlek… Ehram göçerlikten, çömlek ise toprağın derinliklerinden besleniyor.

Müzenin çağdaş sanat koleksiyonu vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Ahu Antmen’in önerisiyle oluşturuldu. Buna göre, her yıl 20 sanatçı bölgeye davet edilecek ve üretilen işler bir sonraki yılın sergisi için saklanacak. Müzenin ‘gelenek ve sanat’ temalı ilk sergisinde yer alan sanatçılar şöyle: Ali Kazma, Alp Sime, Aslımay Altay, Ayşen Urfalıoğlu, Aziz Sarıyer, Beril Anılanmert, Burak Bedenlier, Esma Paçal Turam, Gülay Semercioğlu, Güler Güngör, Kurucu Koçanoğlu, Murat Morova, Mürteza Fidan, Nermin Er, Ramazan Bayrakoğlu, Suzi Hug Levi, Şakir Gökçebağ, Tuğrul Selçuk ve Zafer Mintaş.

ANLATMAK BİZDEN, ZİYARET SİZDEN

Müzenin Asma Kat Galerisi’nde de benzer bir uygulama söz konusu. Burada her yıl bir tasarımcının yerel malzeme çıkışlı tasarımları sergilenecek. İlk konuk Özlem Süer. Sanatçı müze için ehram kumaşından giysiler tasarladı.

Müzenin dikkat çeken bölümlerinden biri de Bayburt Evi. Özgün bir Bayburt evinin yerel mimari unsurlarını yansıtan ve çeşitli etnografik eşyayı bünyesinde barındıran ev ziyaretçilere epey değişik bir deneyim vaat ediyor. 150 koltuk kapasiteli konferans merkezi, sürekli üretime yönelik dokuma ve seramik atölyeleri, konuk sanatçıların gözetimindeki çağdaş sanat atölyeleri, 10 bine yakın yayını içinde barındıran kütüphanesi ve 30 kişi kapasiteli konuk evi müzenin diğer kıymetlileri… Yolu o tarafa düşenlerin mutlaka uğrayacağı müze, bununla yetinmeyerek yolu oralara da düşürecek. Söylemesi bizden, ziyaret etmesi sizden…

KUTU: BAKSI KÖYÜ

Bayburt'un 45 km dışında, Çoruh Vadisi'ne bakan bir tepenin üzerinde kurulan Bayraktar, diğer adıyla Baksı hepi topu seksen hanelik bir köy. Bugün köyde 480 kişi yaşıyor. Son 20 yılın en belirleyici unsuru, köyde yüzde 650 oranında bir göç oranının saptanması. Müzenin hedeflerinden biri de bu sosyal erozyonu durdurmak.

KUTU: ÇÖMLEKÇİLİK VE DOKUMA

Köyün adı Kırgız Türkçesinde ‘Şaman’ anlamına gelen ‘Baksı’dan geliyor. Kimi Şaman geleneklerinin devam ettiği köyde çömlekçilik ve dokuma gibi el sanatları çok önemli. Bir zamanlar köyün gereksinimi karşılayan bu sanatlar Baksı Müzesi'nin desteğiyle geliştirilecek ve yöre halkının geçim kaynaklarından biri olmaya devam edecek.

JÜLİDE KARAHAN

ANADOLUJET/ EYLÜL 2010

Hiç yorum yok: