12 Temmuz 2008 Cumartesi

Aşk yaş haddinden emekli olmaz

Etilerdeki Emekli Sandığı Dinlenme ve Bakım Evi ‘nde yaşayan Gülay Aygen ve Mahmut Merdan bugün evleniyor. 73 yaşındaki Mahmut Bey görür görmez çok beğendiği 65 yaşındaki Gülay Hanım’a ettiği dualar neticesinde kavuştuğunu düşünüyor. Bu enteresan aşk hikayesine biz şahit olduk, siz de olun istedik...

Aşk gökten zembille iner, evet. Yeri ve zamanı hiç mühim değil. Ve de yaşı... Yaş haddinden emekli olmaya hiç niyeti olmayan aşk, Etiler’deki Emekli Sandığı Dinlenme ve Bakım Evi’nin B Blok’una indi geçtiğimiz günlerde. 73 yaşındaki Mahmut Merdan ile 65’indeki Gülay Aygen’in üzerine. İki ay önce nişanlanan çiftin nikâhı bugün saat 14.00’te tanıştıkları o yerde…

Hikâye şöyle: Mahmut Bey B Blok’a gelir gelmez fark etmiş Gülay Hanım’ı. İzlemiş bir müddet uzaktan. Özgüvenin karneyle verildiği zamanlarda yetişmiş olsa da, toplamış cesaretini ve 85 yaşındaki bir ortak arkadaşa açmış derdini; "Ben Gülay Hanım’la evlenmek istiyorum. Bir konuşsanız…" şeklinde gayet de ciddi ciddi. Ortak arkadaş, ki Gülen ismi, "Kabul edeceğini sanmam Mahmut Bey’ciğim." demiş ve eklemiş: "Zira Gülay, bu yaşına dek hiç evlenmedi…"

Gülay Hanım’ın ilk tepkisi zaten dünden belli: "Bu yaştan sonra mı, yok artık daha neler…" Mahmut Bey ise üç vakti camide kılan ve umudunu duaya bağlayan bir hacı. Gönülden isterse olacağından emin, bir daha gitmiş ortak arkadaşa ve demiş ki: "Dua ettim ben, bir kez daha söyleseniz, bir daha düşünse Gülay Hanım…" Ortak arkadaş bakmış bu iş uzayacak, kendi zaten 85’inde "İyisi mi siz kendiniz söyleyin Mahmut Bey..." diyerek onları bir araya getirmiş ve kenara çekilmiş.

Televizyon odasında tanışmışlar. Mahmut Bey kendini anlatmış ilkin: "Emekli edebiyat öğretmeniyim. Çok şükür iyi durumum. Çocukların başları bağlı. Hanım vefat etti 10 sene önce. Evlenmek filan da yoktu öyle niyetimde. Fakat sizi görünce nasıl desem tuhaf işte… Sanırım âşık oldum ben size."

Gülay Hanım ne desin bunun üzerine? Bebek yoluna inip yürümüşler beraberce. Gün güne eklenmiş böyle böyle. Bakmışlar ki pek seviyorlar yürümeyi. Öyle hemen değil ama yürüyüşler yaparken ikna olmuş Gülay Hanım. Mahmut Bey’in duası kapıların açık olduğu bir ana denk gelmiş olmalı...

***

65 yaşına kadar hiç evlenmedi

Gülay Hanım, tam bir İstanbul Hanımefendisi. Üstelik güzelinden. Tatbiki Güzel Sanatlar Seramik mezunu. Bahariye’deki küçük atölyesinde sipariş, sergi, kurs diye çalışmış tam 30 sene. Çok isteyeni olmuş elbette. Özellikle gençliğinde. Neden evlenmediğine gelince, ilk başta idealistlikten. Seramik yapayım, bir yerlere geleyim, kariyer filan derken geçmiş ilk gençlik. Sonra ailevi sorumluluklar yüklenmiş üzerine. Babası vefat edip de annesi hastalanınca evin yükü ona kalmış. Ardından ağabeyinin hastalığı gelmiş, o vakitten sonra da niyetlenmemiş pek bir şeye.

Gökten zembille inen aşka gelince… Gençliğinde inmemiş Gülay Hanım’ın üzerine. Ufak tefek sempati duydukları, takıldıkları olmuş ama sayılmazmış onlar da. Cesaret edememiş hiç evlenmeye. Bir de tabii etraftaki şanssız evlilik ve telef olan çocukları gördükçe… Pişman olmuş mu peki? Özellikle 30’undan sonra geç kalmışlığın hüznü çökmüş mü üzerine? Yok, ağaçlara çaput bile bağlamamış hiç ömründe. Farkında olmadan güvenmiş hayata. Hayat da yaşamadığı hiçbir şeyi çelme yapıp takmamış onun ayağına. Yalnız ve güzel yaşayıp gelmiş bugünlere.

"Şimdi peki…" diye başlayan açık uçlu sorumuzu "Pek âşık değilim. Bir de ben biraz tutucuyum. Öyle âşık filan olmuyorum." şeklinde cevaplıyor Gülay Hanım. Arkadan gelen ‘ama’nın peşine de "Mahmut Bey iyi niyetli bir insan. Kötü laf hiç çıkmıyor ağzından. Sakin ve terbiyeli. İçime sindi. Mutluyum. Ne bileyim…" gibi cümleleri takıyor.

Bir iki ‘ama’ da bizden… Ama sanki Alice Harikalar Diyarında Gülay Hanım. Evlenmek için şart koştuğu kalbindeki huzuru 65 yaşında bulmuş hatta. Ve kendisi her ne kadar "Aşk sayılmaz pek benimkisi" dese de, Mahmut Bey’i anlatırken hızlı hızlı kırpışan kirpikleri ele veriyor olan biteni.

Mahmut Bey’inse kirpiklerini izlemeye lüzum yok, her şey zaten dilinde. Onun cümleleri hiç ‘ama’sız haliyle: "Aklımda izdivaç yoktu, bugüne kadar düşünmemiştim bile. Gülay Hanım’ı görünce ise nasıl desem… İkinci bahar gibi. Bir de o çok mükemmel biri. Kıymetini bilmeli."

Mahmut Bey, Bolu doğumlu 73 yaşında emekli bir edebiyat öğretmeni. Üç kızı, bir oğlu ve bir sürü torunu var. Çocuklar ve torunlar da pek sevmişler Gülay Hanım’ı. Hatta torunlar ‘Gülay anneanne’ diye peşinde. Hal böyle olunca kuyumcudan alyansları almışlar hemen. Mayıs sonunda kendi aralarında bir de küçük nişan yapmışlar.

İkisi de birer maaşından olacak

Arkadaş, akraba, eş, dost pek sevinçli. Yalnız "ne gerek vardı?" diyen de çok. Şöyle ki, ikisinin de maaşları kesilecek şimdi. Biri baba maaşından, biri de eş maaşından olacak. "Nikâh yapmayabilirdik; ama evlenmeden birlikte yaşamak da pek ters geldi bize." diyor Gülay Hanım. Mahmut Bey de ekliyor: "Devleti dolandırmak yakışır mı bize? Haram zati." Şimdiden sonra iki kişilik hayatlarında şekere tansiyonu, tansiyona guatrı, ona da bel fıtığını ekleyip yaşayıp gidecekler tıngır mıngır. Bugün saat 14.00’te Etiler’deki dinlenme evinde kıyılacak nikâhları. Biz istedik ki şöyle gelin damat pozu versinler. Ama giymediler kıyafetlerini. Uğursuzluk sayılırmış, neme lazım. Fakat nikâha geleceklere hatırlatalım, çiçeği, bu yazıyı yazana atacak gelin hanım.

Deniz Ilgın

12 Temmuz 2008/Zaman Cumaertesi

Hiç yorum yok: