10 Ocak 2011 Pazartesi

ATA DEMİRER’LE KALDIĞI YERDEN

İlk filmin son cümlesi ‘Eyvah eyvah’tı; bakalım hikâyenin devamında nasıl bir cümle bekliyor izleyiciyi…


Çanakkale Bienali zamanıydı, ‘Eyvah Eyvah 2’nin çekimlerinin son günleri, bir de yazın son demleri… Küçük ve sevimli bir otelin bahçeye açılan verandasındaki yuvarlak masa etrafına toplanmış koca bir ekip karşıladı bizi. İçlerinden birini çekip aldık; Ata Demirer’i.

Tuhaf bir ilk izlenim: Kirpikleri ne kadar kıvrık! Hiç öyle değil; ne göründüğü gibi çok çok kilolu, ne anlatıldığı gibi her an komik… Üç sıfat hakkımız olsa: Naif, terbiyeli, efendi...

‘Esas kız esas oğlanı öylece bekliyor mu? Oğlan kızı bıraktığı yerde ve gibi bulacak mı? Evlenecekler mi?’ gibi abesle iştigal sorulara elbette yanıt alamadık. Net cevaplar var yalnız: Bu son film bir kere; 3’ü, 4’ü yok. ‘Eyvah Eyvah 2’, birincinin devamı olmakla birlikte duygusuyla düşüncesiyle başka bir film.

Ata Demirer’in ağzından durum şöyle: “Eyvah Eyvah çok sevildi, hadi ikincisini yapalım gibi bir durum yok. Zaten başta tek film olarak düşünmüştüm. Çekimler devam ederken finaldeki replikleri değiştiriverdim. Canlı canlı… ‘Daha kız isteyeceğiz abi’, ‘Ne? Kız mı isteyeceğiz?’, ‘Evet beraber çıktık yola’, ‘Eyvah eyvah’… Bunu en çok kendim için yaptım; hikâyeye devam etmek, Hüseyin’in Geyikli’deki günlerini görmek istedim.”

7 Ocak itibariyle karşımızda şimdiki zamanda devam eden bir hikâye olacak. En büyük fark coğrafya; kahramanımız Hüseyin Badem bu defa deplasmanda değil, kendi sahasında…


‘BUNLAR HEP YAZILI OĞLUM’


Ata Demirer, Eyvah Eyvah’ı, içindeki çocuğun tuttuğu kalemle nasıl yazdığını şöyle anlatıyor: “Zor bir dönemdi. B planım, yani kaçışım Kuzey Ege. Bir geç kalmışlık, bir tembellik hissi. Sevdiklerimin de dürtüklemesiyle kafama dank etti. 2008 Kasım’ında karar verdim yazmaya. Hüseyin Badem; yıllardır arkadaşlarımı ve aile çevremi güldürmek için kullandığım bir parçamdı. Bildiğim kişi, bildiğim coğrafya, bildiğim hikâye… Nisan 2009 sonunda birinci taslak bitti, üstüne beş tane daha… Sonunda yine ilki sindi tabii içime. Yaz sonunda çekimler bitti. Beni bitiren montaj oldu, kıyamıyor insan. İçime sindi yalnız, insan sinemada hayallerinin peşinde koşmalı. Galada kalbim ağzımdaydı. Sanırsın ilk defa sahneye çıkıyorum.”

Bir de şöyle bir tesadüf/tevafuk: Ata Demirer profesyonel olarak sahneye ilk kez 23 Şubat 1998’de çıkmış. Gala tarihine bakıyoruz: 23 Şubat 2010… Tam 12 yıl önce sahneyle ilk sınav; tam 12 yıl sonra senaryoyla… Ne diyelim, söz Hüseyin Badem’in babası Ali Rıza Şeker’de: “Bunlar hep yazılı oğlum. Kaderimizde varmış…”


BAŞROLDE KLARNETET VAR

Tüm oyuncuların söylediği üzere filmin başrolünde klarnet var. Klarnetin torpilini şöyle anlatıyor Ata Demirer: “Üniversite yıllarımda klarnet çalmayı çok istedim ama pahalıydı, param yoktu, onun yerine ud çaldım. Sonra içimde ukde kaldı; ‘Eyvah Eyvah’ı yazınca karaktere klarnet çaldırdım ki bu vesileyle ben de öğrenip çalayım. Öğrendim. Çok mutluyum. Şu anda yalnız başıma çalarken zevk alacak durumdayım, daha ne olsun? Filmde klarneti Serkan Çağrı çalıyor tabii, o kadar değil…”

‘Peki şimdi? ‘Eyvah Eyvah 2’ de bitti…’ diyoruz. Cevabı filmdeki esas kız Müjgan’ın repliğinden: “Ben uzun vadeli planlar yapmıyorum.”



ATA DEMİRER’İN GÖZÜNDE HÜSEYİN

Hüseyin Badem çok iyi bir insan, kıskanılacak kadar... Çok düz ve naif. Çabuk sinirleniyor, her konuda fikri var ve biraz işgüzar. Paraya düşkün, mecburen. Hayvanlara çok meraklı, iyi bir klarnet virtüözü. Müjgan’a aşık. Yanlış zamanda yanlış yerde olmanın dışında bir derdi yok. Kolay kolay maraz çıkaracak biri değil. Çok seviyorum onu.


BİLİNEN KISMIN ÖZETİ

6 Temmuz 1972’de Bursa’da 6 buçuk kilo çekerek dünyaya gelen Ata Demirer; doğaya, denize ve hayvanlara pek meraklı. ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ sorusunun cevabını ‘veteriner’ olarak verecek kadar... Kış boyunca bütün hayali Mudanya yakınlarındaki yazlığa gitmek. Kışın kendisi yok hiç hatırında. Okul tam nefretlik, edebiyat öğretmeni olmasa… Abilerin ‘şu bakkalın taklidini yapıver hele’ ısrarlarıyla geçen ilk gençliğin ardından 1991’de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı kapısı. Barlarda komedyenlik, Dormen Tiyatrosu’nda oyunculuk ve Uğur Yücel’le tanışma... Yücel’in şovu arasında sahnede geçirilen iki dakika ve okula veda. 1998 kışında beklenen ‘orta’: ‘Tek Kişilik Dev Kadro’ ile önce Leman Sahnesi, sonra ‘Korsan TV’ ile ekran. 10 yıl boyunca 1000 gösteri, 100 sitcom, 40 TV programı, 400'e yakın turne… Ve büyük hamle: ‘Avrupa Yakası’. Sıra beyazperdede. ‘Vizontele Tuuba’ ve ‘Nerdesin Firuze’nin ardından ‘Kısık Ateşte On Beş Dakika’ ile ilk başrol. Kendi deyişiyle ‘Hacıyatmaz felaketi’, komik şarkılardan menkul iki albüm ve ‘Osmanlı Cumhuriyeti’ derken yeni bir dert: Sinema. Yedek kulübesindeki uzun bekleyişin ardından da gol: ‘Eyvah Eyvah’.


JÜLİDE KARAHAN

Anadolujet / Ocak 2011

...........

Hiç yorum yok: