17 Ekim 2012 Çarşamba

İşin Sırrı Efektlerde

Yazar Turgut Özakman’ın “Diriliş-Çanakkale 1915” isimli romanından uyarlanan “Çanakkale 1915”, 18 Ekim’den itibaren vizyonda.

“Çanakkale 1915”, Balkan Savaşı’ndan yenik ayrılan bir milletin silkinerek ayağa kalkışının, bir nevi yeniden dirilişinin hikâyesini Bigalı Mehmet Çavuş, Seyit Onbaşı ve daha birçok isimsiz kahramanın yaşadıkları üzerinden anlatıyor. Rusya’ya yardım etmek ve İstanbul’u işgal etmek amacıyla Çanakkale’ye tarihin gördüğü en büyük donanmalardan biriyle saldıran Müttefik Kuvvetler’in türlü olanaksızlık içinde bile nasıl püskürtüldüğünü belgeleyen filmde, bilhassa dijital efektler dikkat çekiyor.

“Çanakkale 1915” in özel efekt ekibi adına konuşan Serkan Bayındır, “Çanakkale 1915’in yeri çok ayrı” diyor ve ekliyor: “Bir savaşı, üstelik Türk tarihinin en önemli savaşını konu alan böyle önemli bir filme efekt yapmak, eminim dünyadaki tüm şirketleri heyecanlandırırdı. Endüstriyel tasarımcı, heykeltıraş ve kimyagerlerden oluşan atölye ekibimiz de heyecan içinde çalıştı ve filmdeki silahlı çarpışma, patlama, yangın, sualtı çarpışma görüntüleri ve daha pek çok sahne için gereken özel mekanizmaları hazırladı.”

ÇEKİMLER GERÇEK MEKÂNLARDA


Yapımcılığını Fida Film’in üstlendiği “Çanakkale 1915”in tamamı, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Gürpınar beldesinde, savaşın gerçekten geçtiği topraklarda çekildi. Girilmesi ve çekim yapılması yasak olan bu arazilerde ve anıtsal yapılarda gerçekleşen çekimler Genelkurmay Başkanlığı’nın özel izinleriyle mümkün olabildi.


Çekimleri yaz boyunca devam eden filmin oyuncuları arasında; “Anadolu Kartalları”, “Anlat İstanbul” ve “Çakallarla Dans” gibi filmlerdeki performansıyla övgü toplayan Şevket Çoruh (Bigalı Mehmet Çavuş) ile Hanım’ın Çiftliği dizisinde Selim rolünde izlediğimiz Barış Çakmak (Binbaşı Ali) başı çekti. Onları “Nefes” filminden bildiğimiz İlker Kızmaz (Mustafa Kemal Paşa), pek çok diziden tanıdığımız Bülent Alkış (Binbaşı Mahmut Sabri) ve “Gişe Memuru” isimli filmde başrolde izlediğimiz Serkan Ercan (Yüzbaşı Mehmet Hilmi Şanlıtop) izledi. “Yumurta” ve “İklimler”den tanıdığımız Ufuk Bayraktar ise Seyit Onbaşı’yı canlandırdı.

 

EFEKT SIRLARI

Serkan Bayındır: “Savaşta kullanılan silahların orijinallerinden kalıplar alarak replikalarını yaptık. Filmde kullanılan 500 Türk mavzeri, 250 İngiliz tüfeği, 250 Anzak tüfeği ve 10 makineli tüfeğin en önemli özelliği kısmen çalışabilir olmalarıydı. Çekim mekânları, Çanakkale savaşının geçtiği tarihi değeri yüksek alanlar olduğundan çevreye zarar vermemek adına patlama sahnelerinde kullanmak üzere yüksek basınçla çalışan mekanizmalar ürettik. Görkemli patlama sahnelerine rağmen kimyasal madde kullanımını minimum düzeyde tuttuk. Kara savaşı sahneleri de yine gerçek mekânlarda çekildi. Ama sualtı sahneleri için durum biraz farklıydı. Plato ortamında hazırlanan özel cam havuz, bu görüntülerin çekim mekânı oldu.”

SON BAYRAM NAMAZI

Filmin en önemli sahnelerinden biri Çanakkale Savaşı’ndaki kahramanlıklarıyla bilinen 57. Alay’ın bayram namazıydı. Civar üniversitelerin tiyatro ve iletişim fakültesi öğrencileri, bölgenin amatör tiyatrocuları ve köylerden gelen gönüllü gençler namaz sahnesi için güneşin altında saatlerce bekledi. Genel görüntüyü alacak kamera bir vinç yardımıyla metrelerce yükseğe çıktı. Mevcut figüran görüntüsü, gelişmiş sinema teknikleri sayesinde on binlere ulaştı. Hikâyeye göre Çanakkale harbinin en çetin günlerinde bütün alay, cephede bayram namazı için saf tuttu ve hutbeyi dinledi. Namaz kılındı ve herkes huşu içinde birbiriyle bayramlaştı.

FİLM NOTLARI


• Film için 2 binden fazla  Türk, Anzak ve İngiliz  kostümü dikildi.
• Film çekimleri için tarihi dokular da kullanılarak 3 bin metrekare alana dekor  inşa edildi.
• 5 Mart 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nı bombardımana tutan İngiliz savaş zırhlısı Kraliçe Elizabeth’in iç odaları, orijinaline uygun şekilde  inşa edildi.
• Beş İngiliz Vickers makineli tüfek, beş Türk mitralyoz makineli tüfek orijinalinden kalıp alınarak yapıldı.
• Üçü sahra topu olmak üzere döneme ait değişik modellerde toplar yapılarak kullanıldı.
• 500 mühimmat sandığı ve 10 bin kum çuvalı yapıldı.
• Aslına sadık kalınarak yaklaşık 2 bin 750 metre uzunluğunda Türk siper alanları ve mevziler oluşturuldu. Siper bölgeleri hazırlanırken günde 40 kişi  iki ay çalıştı.


JÜLİDE KARAHAN 

ANADOLUJET EKİM 2012 

...

Hiç yorum yok: