'Hula Hoop' sergisiyle kışın ortasında Dirimart'a baharı getiren ve mekânı oyun alanına çeviren Alman sanatçı Leif Trenkler, tuvale yaşamın mutlu anlarını taşıyor. Trenkler, 'Gezegende yaşam bambaşka renklilikte çiçek açıyor' diyor.
Dirimart'ın Abdi İpekçi Caddesi'ne bakan camı kapatıldı. Tek teselli galerinin bir resimlik duvar daha kazanmış olması. Bu kazanım, yoldan geçenlerin içerisini görebilmesine engel oluyor ama içeridekiler biraz rahatladı. Oyun oynayıp çember bile çevirecekler neredeyse. Kışın ortasında Dirimart'ı oyun alanına çeviren Alman sanatçı Leif Trenkler, biraz daha ileri giderek sergisinin adını 'Hula Hoop' koydu. Hula'nın Polinezya dilinde dans anlamına geldiğini özellikle hatırlatarak...
Ahşap üzerine yağlıboya resimlerde basit manzaralar ve günlük olaylar var ama boya kabarcıklarının altında sanatçının da işaret ettiği üzere çoşkulu bir şeyler gizli. "Gezegen üzerinde yaşam bambaşka bir renklilikte çiçek açıyor" gibi oldukça romantik bir cümle kuran ressam, hayatın anlardan oluştuğuna inanıyor ve o anların mutlu olanlarını topluyor, sanki Nâzım'ın 'Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?' dizesinden ilham almışçasına...
Bunca hengâmenin arasında bu iyimserlik bize biraz fazla dediğimizde siyah çerçeveli gözlüklerinin ardından Woody Allen gibi bakarak "Evet biliyorum. Kötü şeyler de oluyor. Ama değişim bizim olumlu yaklaşımımızla mümkün" diyor ve ekliyor: "Geçen yüzyılda aya giden adam bize dünyada istediğimiz her şeyi yapacağımızı gösterdi."
Şaşkınlığımıza bir anlam veremeyerek işlerin burada nasıl yürüdüğünü soruyor bize. Zira, galerideki muhataplarından başka kimseyi tanımıyor İstanbul'da, Orhan Pamuk dışında. Ülkenin hadiselerini özetlediğimizde "Haklısınız, eleştirel işler yapmak kaçınılmaz burada. Ama ben sadece bir ressamım. Kompozisyon, renkler, hikâye... Başka şeylerle hiç ilgilenmiyorum. Benim işim resim. Görsel bir etki bırakmanın peşindeyim" diyor. Sao Paulo ve Miami gibi uluslararası sanat piyasası şehirlerindeki çalışmalarını hatırlatarak gediğe bir taş koymak istiyoruz ama nafile. 'Sanat piyasasının merkezlerinde, görsel yaklaşımlar tehdit altında mı acaba'ya el cevap: "Yok artık, daha neler."
Biraz geçmişe, ressamlık kararının verildiği yıllara gittiğimizde öğreniyoruz ki 1960 doğumlu ressam, daha 10 yaşındayken Leonardo da Vinci olmaya karar vermiş. Frankfurt ve Düsseldorf Sanat Akademisi'nde aldığı özgürlükçü eğitimlerde öğrendiği teknikler ona düşünmenin yollarını göstermiş ve sonunda kendisi olabilmiş. Yani Akademiler düşünce morgu değilmiş oralarda.
Galerideki resimlerde sahilde gezen insanlar, pembe ağaç gövdeleri, oynayan çocuklar, eflatun çalılar var. Ama kimileyin bir Kızılderili, bir Moğol hakanı ve bir astronotla karşılaşırsanız şaşırmayın. Apollo 11 ekibinden Buzz Aldrin ayın yüzeyinde yürümeye çalışırken peygamber çiçekleriyle burun buruna gelip bir şey demiyor yine de...
Leif Trenkler'in 'Hula Hoop' başlıklı sergisi 1 Mart'a kadar Dirimart'ta.
Jülide Karahan
12 Şubat 2008/Radikal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder