20 Mart 2011 Pazar

ÇAĞAN IRMAK’IN SEFERİHİSARI

ÇAĞAN IRMAK BİR EGE ÇOCUĞU. VEFALISINDAN... ÇOCUKLUĞUNU SEFERİHİSAR’DA GEÇİREN YÖNETMEN, TÜRKİYE’NİN TEK YAVAŞ ŞEHRİNİ ANLATTI.

Geçtiğimiz aylarda bir Seferihisar belgeseli çektiniz. Nasıl oldu?

Yavaş Şehir (Cittaslow) kapsamında; yavaş yaşayan, teknolojiden uzak durup kendi doğal güzelliklerini korumaya çalışan kasabalarda yapılan bir çalışma bu. Her yavaş şehir kendi belgeselini yapmış. Biz de Seferihisar’ınkini çektik. Türkiye’nin ilk ve şimdilik tek yavaş şehri Seferihisar. Belgesel; şehrin doğal güzellikleri ve yöresel lezzetlerini anlatan, yaşlıların anılarıyla geçmişten izler taşıyan 30 dakikalık renkli bir çalışma oldu.


Sizin Seferihisar’ınız ne renk?


Mavi. Yeşil. Mavi-yeşil. Aslında bu iki renk çocukluk renkleri. Çocukken dünyayı mavi-yeşil görürüz. Seferihisar benim için çok şiirsel, çok çocukluk, çok herkes, çok ben.

Şimdi ne renk dünya?

Bilmem. Kişiden kişiye değişir. Tek bildiğim çocukken mavi-yeşil olduğu. Gerçi bu sadece sahil kasabasında yaşayanlar için geçerli olabilir. Belki bozkırda büyümüş bir çocuğun rengi sarıdır, turuncudur.

Ne seversiniz? Ne yer, ne içersiniz Seferihisar’da?

Balık yerim tabii ki. Barbun… Bir de börülce, deniz falan değil, tarla börülcesi… Koruk suyu, sarımsak ve bol zeytinyağıyla… En sevdiğim şey.

JÜLİDE KARAHAN / SKYLIFE MART

Hiç yorum yok: