Tiyatro sahnesi, performansın ağırlıklı olduğu çağdaş sanatların buluşma noktalarından biri artık.
Tiyatro, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kabuk değiştiriyor. Kendi sözünü söylemek, daha özgür olmak ve küçük sahnelerde seyirciyle daha yakın iletişim kurmak için perde açan tiyatrolara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Dot, Garajistanbul, Tiyatro Z ve Altıdan Sonra Tiyatro gibi…
Beyoğlu’nu mesken tutan bu tiyatrolar, süre gelen sanat anlayışına karşı gelerek yeni sorular soruyor ve yeni çözümler arıyor. Alternatifler... Bugüne kadar söylenmeyenleri söylemek, özgürce dertlerini dile getirmek ve yeni sahneleme imkânları üretmek için varlar.
Sert ve Vurucu Oyunlar
Çağdaş oyunlarla 2005 yılında Mısır Apartmanı’nın 4. katında sahne açan Tiyatro Dot, Murat–Özlem Daltaban ve Süha Bilal’in ortaklığıyla kuruldu. Dot, her geçen sezon daha sert ve vurucu oyunlar seçerek bu günün dünyasını kıyasıya eleştiriyor. Diğer bir sivil girişim ortaklığı da Garajistanbul. Galatasaray’daki 600 metrekarelik bir garajı çağdaş sanat mekanına dönüştüren projenin ana ortakları Övül–Mustafa Avkıran, Memet Ali Alabora ve Erdoğan Kahyaoğlu. Garajistanbul’da bomboş bir alan bazen dans, bazen tiyatro ve bazen müzik etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.
Altı yıl önce bir demir atölyesinden devşirilerek kurulan Tiyatro Z, günümüz insanının çelişkilerini seyirciyi de içine alarak irdeliyor. Seyirciyi oyuncuyla iç içe geçiren bir diğer topluluk da Tiyatro Artı. Çağdaş sahneleme tekniklerinden yararlanan Tiyatro Artı, mekân kullanımıyla da izleyiciyi şaşırtıyor.
1999 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun 13 mimar ve mühendisin kurduğu Altıdan Sonra Tiyatro ise kendi sahnesi Kumbaracı50’de 1980 sonrası gençliğin yok edilen hafızasını sorgulamaya devam ediyor.
Jülide Karahan
Şubat 2010/Skylife
..........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder