28 Mayıs 2010 Cuma

ÇAĞDAŞ SANATA YENİ MEKÂN

İstanbul yeni bir çağdaş sanat mekânına daha kavuşuyor: ‘Arter – Sanat İçin Alan’. İlk sergi ‘Starter’ 8 Mayıs itibariyle vitrinde.

İstanbul sanat ortamının iki güzide şahsiyeti küçük ve yuvarlak kokteyl masasının kenarına ilişmiş; bir yandan uzun ince dilimli havuçları kıtırdatıyor bir yandan da dedikodu kazanını kaynatıyor…

- Ömer Koç geçenlerde Tophane’deki Outlet’te ne var ne yok toplamış.
-Deme!
-Bu ilk değil. Yazın da Şükran Moral’ın ‘Aşk ve Şiddet’ sergisini olduğu gibi satın almıştı. Asıl ne okudum ben gazetede! Sanata yatırım için hisse senetlerini satmış, şirketteki payı yüzde 2.79’dan 1.79’a gerilemiş. Koleksiyonerlik nasıl bir tutkuysa artık…

3 – 5 senedir hal böyle. İstanbul sanat ortamı, Vehbi Koç Vakfı’nın (VKV) gizli hazinesini (koleksiyonunu) merakla, imrenerek ve biraz da kıskanarak izliyor. Olayın en cafcaflı tartışması ise Ömer Koç’un İstanbul’da açacağı çağdaş sanat müzesi üzerine... Yeni müze, bir söylentiye göre Rahmi Koç Sanayi Müzesi’nin yakınlarında, Haliç kıyılarında... Bir diğerine bakılırsa da Beyoğlu’nun göbeğinde…

Söylentiler demlendikçe demlenedursun; çok önemli sanatçıların çok önemli eserlerinin bulunduğu tahmin edilen koleksiyon yakında görücüye çıkıyor. ‘Sanat dünyasının tartışacak başka konusu kalmadı mı?’ diyor ve açıklıyoruz: Mekân; İstiklal Caddesi’nde, Borusan Müzik Evi’nin karşısında, no 211’de… İsmi de ‘Arter – Sanat İçin Alan’.

BİR PARMAK BAL

8 Mayıs’ta ‘Starter’ başlıklı sergiyle açılacak mekân, vakfın çağdaş sanat koleksiyonunda bulunan 87 sanatçının 160’ı aşkın eserini bir parmak bal misali bir araya getirdi. Sergi, adından da belli olduğu üzere başlangıç niyetinde. İnsanın aklı ana yemekte kalıyor haliyle. Bu minvalde; Arter Sergiler Direktörü Emre Baykal’a ‘Starter’da göreceklerimiz tüm koleksiyonun yüzde kaçı?’ diye soruyoruz. El cevap: “Vehbi Koç Vakfı koleksiyonunda şu anda 140 sanatçının 400’ün üzerinde eseri yer alıyor. ‘Starter’da koleksiyonun yaklaşık üçte birini göreceksiniz. Arter, vakfın gelecek planları içinde yer alan müze kompleksiyle karşılaştırıldığında oldukça mütevazı boyutlarda. Mekân, vakfın ileride kurmayı hedeflediği müze için bir hazırlık, araştırma ve laboratuar ortamı gibi düşünülmeli.”

Haklı soru: ‘Peki müze?’ Yuvarlak cevap: “Başından beri hedeflenen müze kompleksi; Sadberk Hanım Müzesi, diğer aile koleksiyonları ve vakfın çağdaş sanat koleksiyonunu bir araya getirip ortak bir çatı oluşturmakla kalmayıp farklı sanat disiplinleri ve üretimlerine imkân sağlamayı planlıyor. Ne yazık ki İstanbul’da bu vizyonun hayata geçirileceği bir alan bulmak konusundaki araştırmalarımızdan henüz bir sonuç alamadık. Müze için yer ve zaman konusunda kesin bilgi vermemiz mümkün olmasa da, vakfın çağdaş sanat koleksiyonu ve Arter, bu konudaki kararlılığın bir işareti.”

60’LARDAN GÜNÜMÜZE

Peki diyelim ve bir parmak balımıza dönelim. İstiklal Caddesi no: 211’de konumlanan Arter, 19.’ncu yüzyıl sonu ile 20’nci yüzyıl başında inşa edilen yapılardan biri. 1932 J. Pervititch haritasında Meymaret Han, 1920 Suat Nirven haritasında Meymenet Han olarak geçen binanın, dönemin 6. Belediye Dairesi (Beyoğlu) mimarı Petraki Meymaridis Efendi tarafından inşa edildiği tahmin ediliyor. Yenileme çalışmaları 3 yıl süren yapıda, dört kata yayılan 864 metrekare sergi alanı mevcut.

Mevcut alanın ilk sergisi; çağdaş sanatın Türkiye ve uluslararası ortamdaki güncel üretimleri yanı sıra, 1960’lardan günümüze tarihsel bir bakış da sunuyor izleyiciye. Sergiye; Adel Abidin, Elina Brotherus, Halil Altındere, Maja Bajević, Nevin Aladağ, Cevdet Erek ve Michael Sailstorfer gibi sanatçılar güncel yapıtları; Joseph Beuys, Ayşe Erkmen, Rebecca Horn, Cengiz Çekil, Gülsün Karamustafa, Sophie Calle ve Allan Kaprow gibi çağdaş sanat öncüleri ise klasikleşmiş yapıtlarıyla katılıyor.

Karşımızda 60’lardan bu yana dünya ve Türk çağdaş sanatından bir derleme duruyor. Öncelikle hatırlanması gereken, bunun bir koleksiyon sergisi olduğu. Emre Baykal’ın deyişiyle; Vehbi Koç Vakfı koleksiyonu oluşturulurken her ne kadar tematik bir yaklaşım tercih edilmediyse de, küratöryal bir bakış söz konusu. Vakfın, bütünsel bir koleksiyon kurgulayabilmek için Rene Block’un danışmanlığına müracaat ettiği de unutulmamalı.

Vakfın koleksiyonundaki gelişmelerin habercisi olarak da görülebilecek serginin küratörlüğünü aynı isim üstleniyor: René Block. Türkiye sanat ortamı René Block’u 1995’te küratörlüğünü yaptığı 4. Uluslararası İstanbul Bienali ve eşzamanlı Fluxus Retrospektifi’yle tanımıştı. 1970’li yıllarda bir Fluxus Haraketi yanlısı olarak Joseph Beuys’un galericiliğini yapan ve İstanbul’un ardından Kwanju Bienali'yle sanat dünyasını şaşırtan Block, uluslararası sergilerde Türkiye’den sanatçılarla çalışmasıyla da aklımızda ve gönlümüzde yer etti. Türkiye çağdaş sanat ortamını ‘Bir İstanbul Mucizesi’ olarak gören Block, 2008’de Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde başlayan ve hâlâ devam eden ‘İstiklâl Serüveni’ dizisinin de mimarlarından.

René Block’u bu kadarcık tanımak bile ‘Starter’a dair epey fikir vermiş olmalı. Evet, doğru tahmin; 1960’larda burjuva sanatına ve kurallara bağlı estetiğe kafa tutan Fluxus Akımı’ndan fazlasıyla nasipleniyor sergi. Bu minvalde; Fluxus Hareketi’nin öncülerinden George Maciunas, John Cage, Joseph Beuys, Dick Higgins ve Nam June Paik gibi isimler yanı sıra yolu bir şekilde bu akımla kesişen George Brecht, Stanley Brouwn, Robert Filliou, Al Hansen, Allan Kaprow, Alison Knowles, Arthur Köpcke, Walter Marchetti ve Emmett Williams gibi sanatçıları bir arada görmek de şaşırtıcı olmamalı. Doğru kelime şaşırmak yerine mutlanmak belki de; özellikle de 1995’teki Fluxus Retrospektifi’ni kaçıranlar düşünüldüğünde…

………

‘Starter’, 8 Mayıs - 19 Eylül tarihleri arasında görülebilir. Ayrıntılı bilgi için: www.arter.org.tr


JÜLİDE KARAHAN

INFOMAG/MAYIS

....

Hiç yorum yok: