28 Ağustos 2011 Pazar

SANAT/HAYAT: Mısır'ı çok konuşacağız daha!

İstanbul Kitap Fuarı'nın geçtiğimiz yılki onur konuğu, edebiyatı ve kültürüyle İspanya'ydı. İspanyol edebiyatının gözde yazarlarından Julio Llamazares, Soledad Puertolas ve Angelas Caso'nun söyleşilerle renk kattığı fuarda; Flamenko dansının temsilcilerinden Manuel Reina ve grubu Tato Bato İspanyol müziğini Türkiye'deki ezgilerle buluşturmuştu. Her şey güzeldi, hoştu. Biz bu yıl acaba ne olacak, ne bitecek diye düşünedururken haber uçtu geldi, klavyemize kondu. 30'una basmaya hazırlanan İstanbul Kitap Fuarı'nın onur konuğu, geçtiğimiz aylarda çokça konuştuğumuz bir ülke: Mısır. 18 günlük halk hareketi boyunca sıcak takibe aldığımız Mısır demokrasi tesisi için uğraşadururken, biz 12-20 Kasım tarihleri arasında tutulacağımız Mısır edebiyatı ve kültürü sağanağına hazırlanalım. Şimdiden. Katılacak yazarlar henüz belli değil ama adı geçenler arasında Cemal Hüdayi ile Alâ El Asvani bulunmakta. Bu arada fuarın ana teması 'Umut: Düş mü? Gerçek mi?' Umarız tüm umutlar gerçeğe döner.

***

Mehmet Turgut ve Orhan Pamuk'un ortak noktası

Dede mesleği fotoğrafçılığın üçüncü kuşak temsilcisi Mehmet Turgut, Anadolujet Dergisi'ne verdiği röportajda "İyi bir esnaf, iyi bir fotoğrafçı, doğru düzgün bir adam olduktan sonra; 30 yaşımdan sonra kopup geldim İstanbul'a." diyor ve o zamana kadar hayatını geçirdiği Ankara'yı anlatıyor: "Yapacak çok fazla şey yoktur, o yüzden mecburen işinizi yaparsınız. Yalnız dostluk vardır, arkadaşlık vardır. Çünkü çok az insan vardır. Kendi kafanızda birilerini bulmanız zordur, bulunca da kaçırmazsınız." Elinden gelen tek şey fotoğraf çekmek olan ama bundan hiç de memnun kalmayan Turgut, inadına başka şeylere veriyor o yıllarda kendini. Şöyle: "Ankara Resim Heykel Müzesi'ne gidiyor, sabahtan akşama kadar resim çalışıyordum mesela. Neden yapıyordum bunu; belli değil. Hani ağlamadan önce boğazınıza bir şey düğümlenir, yutkunsanız da yok olmaz. İşte öyle bir hâl içindeydim. İçimde bir sürü duygu vardı ve onları nasıl atacağımı bilmiyordum. Bir noktada kendi kendime, istediğim resimleri neden fotoğrafla yapmıyorum ki dedim ve başladım."

Başka yıllarda ve başka bir şehirde ama benzer bir şekilde Orhan Pamuk da sürekli İstanbul Resim Heykel Müzesi'ne gidiyor ve orada saatler geçiriyor. 'İstanbul Hatıralar ve Şehir'de anlattığına bakılırsa iyi bir ressam olma amacı, niyeti ve hayaliyle... Ve derken bir anda, akşamın ilerleyen saatlerinde ve uzun bir yürüyüş dönüşünde ressam değil, mimar hiç değil... Yazar olmaya karar veriyor.

Araştırsak, Türkiye'deki bir elin parmağınca resim heykel müzesinin kim bilir daha kimlerin boğazındaki düğümleri çözdüğüne şahit oluruz. 4 taneler. İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum'da... Son ikisi epey mütevazı. İstanbul'daki nicedir kapalı. Ankara'daki de daha geçen ay açıldı. Geçtiğimiz hafta müzeyi gezen bir genç, yanındakine anlatıyordu: "Bu eserlerin orijinallerini ilk defa görüyorum. Hatta doğrusu, hayatımda ilk defa orijinal bir eser görüyorum."

Ankara'daki müze, 2000'den beri kapalıydı. 2008'de bir açılış hamlesi yaptıysa da çalıntıydı, fotokopiydi, kayıptı derken... Hiç açılmasa daha iyi olurdu dedirtti. Şimdiyse herkesin içine sindi. İçeride orijinalliği kesin 750 eser var. Osman Hamdi Bey'den Abdülmecid Efendi'ye, Şeker Ahmet Paşa'dan Fikret Mualla'ya, Şevket Dağ'dan İbrahim Çallı'ya... Nasıl derler, böyle içinizden bir şey yükseliyor ve tam boğazınızda durakalıyorsa ziyaret etmenizde fayda var. Bir şekilde ilham veriyor...

***

Ankara'ya gitmişken...

Ankara'da herkes, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Çengelhan Rahmi M.Koç Müzesi'ni illaki, muhakkak görün diyor. Kale yolu üzerinde, birbirlerine pek yakın iki müze... İlkinde arkeoloji müzesindeki eserlerle çağdaş sanat eserlerini buluşturup konuşturan 'Savaş, Güç ve İnanç' isimli sergi vardı aslında, yeni kapandı. Nasıl bir şey olduğunu merak edenler Fulya'daki Galeri Artist'e uğrayabilir. Çünkü orada Özil Koleksiyonu'ndaki çağdaş sanat eserleriyle tarihi eserler birbirleriyle konuşmaya devam ediyor ve o dilden azıcık anlayanlara çok şey söylüyor.


JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN PAZAR 28.08.11

Hiç yorum yok: