27 Ekim 2009 Salı

ANADOLU’NUN GENÇ MÜZİSYENLERİ

Gençler. Kıpır kıpırlar. Müziği seviyorlar. Bir süre sonra müziği sadece sevmek yetmiyor, yapmak da istiyorlar ve alıyorlar ellerine gitarı. Kafelerde, yurt odalarında, öğrenci evlerinde, tenefüslerde… Sohbetler hep müzik üzerine. Hâl böyle olunca amatörlükten profesyonelliğe, demodan albüme geçmeleri kaçınılmaz. Hatta kalburüstü yerlerde çalıp uluslararası festivallerin aranan isimleri olmaları da. Başka başka şehirlerden gelip pergelin bir ucunu İstanbul’a ve müzik dünyasına sabitledi onlar. ‘Günün birinde neden olmasın, belki siz de…’ diye hikâyelerini anlattılar bize.


GEVENDE / ESKİŞEHİR



Gevende, Eskişehir’de bir öğrenci evinde 9 sene önce kuruldu. Aynı evde yaşayan ve sadece kira ile faturaları paylaşmakla kalmayan grubun “müziğimizi de paylaşalım bari…” demesiyle, gitar ve vokali Ahmet Kenan Bilgiç; viyolayı Ömer Öztüyen; basgitar ve diğer vokali Okan Kaya; davul, tencere ve akustik mutfak eşyalarını Gökçe Gürcay aldı eline. En büyük avantajları şehrin kendisi. Eskişehir’de uzunca zaman bir barda çaldılar ve yavaş yavaş kendi parçalarını yapmaya başladılar. Sonrası Eskişehir, Ankara ve İstanbul Caz Festivalleri... Ve işlerini iyi yapan herkesin nihayetlendiği şehir: İstanbul. Şimdi hikâye tanıdık: Bir seneye yakın tüm yapım şirketlerini tek tek dolaşıp tam umudu keseceklerken şansları döner ve Baykuş Müzik’le kesişir yolları. İlk albümleri 2006 sonunda ele avuca gelir. Kompozisyon, beste,düzenleme ve kayıt; yani albümün her bir şeyi evde yapıldığından iade-i itibar gereği ‘Ev’dir ismi. Her ne kadar ikincisini yapmayı düşünmekonlara beyin jimnastiği ile oyun parkı arası bir şey gibi gelse de; an itibariyle kayıttalar.


KOLPA / ADANA


Barış Yurtçu, Cenk Taner Dönmez ve Bora Yeter; müziğe ilk adımı Adana’da attı. Ortaokulda başlayan müzik tutkularını lisede pekiştirip, 29 Ekim ve 19 Mayıs gibi özel günlerde Adana’daki Metro Sokağı Konserleri’ne katıldılar. Üstelik o zamanlar birbirlerine rakiptiler… Ama üniversiteyi kazanıp İstanbul’a geldiklerinde biraz da hemşeri psikolojisiyle yola beraber devam etmeyi seçtiler. Şanslıydılar. İstanbul sahnesine çıkışlarının 5. senesinde, yani 2009 Mayıs’ında ilk albümleri ‘Hayat Senin’i kucakladılar. Şu sıralar 2. video klipleri ‘Koşa Koşa’nın çekimleriyle uğraşıyorlar.


BATI YAKASI / ÇANAKKALE


Batı Yakası’nın temelleri, 2003’te iki arkadaş Ergün ve Korhan’ın ellerine gitarı almasıyla atıldı. O zamanlar okulun bazı etkinliklerinde ve küçük kafelerde çalıyorlardı. Rock grubu kurmaya karar verdiklerinde biri, Ergün, mecburen davula geçti. Lise arkadaşları İlkay (elektrogitar) ve Tolga’yı (basgitar) da yanlarına alarak isimlerinin baş harflerinden oluşan E.T.K.İ.’yi kurdular. Onlar küçük küçük konserler verirken üniversite sınavı vakti de geldi. İlkay zaten o sırada Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde okuduğundan ne olursa olsun orası kazanılacaktı. Kazanıldı da… Derken ünleri Biga, Ayvacık, Bursa ve Gönen gibi çevre il ve ilçelere ulaştı. Ekip genişleyince yeni bir isim de gerekti. Çanakkale Türkiye’nin en batısında olduğundan oy birliğiyle ‘Batı Yakası’nda karar kılındı. 2008’de bir müzik yarışması birinciliğiyle albüm yolu açıldı. 14 Mayıs’ta ilk albümlerini çıkaran grup şimdilerde İstanbul-Çanakkale mekiğinde.


MANGA / ANKARA


Onları bir araya müzik getirdi. Daha önce yıllarca başka gruplarda çalmış gençlerin kendi şarkılarını yapma isteğiydi maNga’nın oluşumunu tetikleyen. Aralarında yolları başka başka gruplarla kesişenler de vardı hatta. Tüm bu kesişmelerin yaşandığı şehir ise Ankara. Ferman Akgül (vokal), Yağmur Sarıgül (gitar), Cem Bahtiyar (basgitar), Özgür Can Öney (davul) ve Efe Yılmaz (turntable) stüdyoya ilk defa 2001 kışında girdi. Çıkan ilk şarkı ise ‘Kal yanımda’ idi. ‘Sing Your Song’ adlı bir müzik yarışmasından haberdar olmaları, şarkıyı oraya yollamaları ve İstanbul’a gelmeleriyle işler ciddileşti. Bir hafta geçmeden kendilerini televizyonda buldular. Yarışma bittiğinde ikinci olmakla kalmamış, epey tanınmışlardı da… Ama Ankara’da. İki yıl boyunca kendi şarkılarını çaldılar bir barda. Lakin zaman geçiyor, kimse albüm lafı etmiyordu. Neyse ki talihleri bir festivalle döndü. Avrupa Gençlik Festivali’nde Hadi Elazzi ile tanışıp İstanbul yoluna düştüler. Yanlarına demolarını alarak tabii... Hadi Elazzi, şu anki yapımcıları Haluk Kurosman ile çocukluk arkadaşı çıkınca albüm uzaktan göründü. Sonrası malum. Bavulları yüklenip zor bir kararla Ankara’ya veda… İlk albümleri Aralık 2004’te ses verdi. ‘Bir Kadın Çizeceksin’in yükselişi, durmak bilmeyen röportaj ve televizyon programları… Daha şaşkınlığı üzerlerinden atamadan turne yolunda buldular kendilerini. Hâlâ da yollardalar…


REPLİKAS / İSTANBUL


‘Replikas’ ile sonuçlanacak tüm olay ve rastlantıların başlangıç tarihi 1988 yılının Eylül ayı. İlkokulu yeni bitirmiş ve tüm yaşıtları gibi ortaokul için bir dizi sınava girmiş olan Barkın Engin ve Gökçe Akçelik’in yolu, Cağaloğlu Anadolu Lisesi’ne başladıkları gün kesişir. Hızlıca gelişen dostluğun seyri, iki ay gibi kısa bir sürede ‘müzik’ gibi çok önemli bir ortak ilgi alanının doğmasıyla pekişir. Aradan bir sene geçtikten sonra da kararlar netleşir: Bir enstrüman çalmak şarttır. Fazla zaman geçmeden gitarlar alınır. Artık bir grup kurmanın zamanıdır. Ama ortada önemli bir sorun vardır: Müzikle ilgilenen tüm tanıdıklar gitar çalmaktadır, asıl ihtiyaç bir baterist ve bir basçıdır. Bu noktada devreye tesadüfler girer ve grup 29 Ocak 1993 günü kurulur. Ayrıl - birleş, eklen - eksil derken 1996’nın sonlarında ‘Replikas’ adı altında ilk albümün şarkıları yazılmaya başlanır. Düzenli konserlerle yavaştan yavaştan tanınan Replikas, 2000 yılında katıldığı bir yarışma arifesinde ansızın çalan telefon ve akabindeki görüşmeyle; aynı yılın son ayına ilk albümü yetiştirir. ‘Zerre’ye varacak uzun yolculuk başlamıştır artık.


REDD / İZMİT


Müzik yapma denemelerinin başladığı ilk şehir İzmit’tir. 1991’de İstanbul’a geldiklerinde yeniden biraraya gelen çocukluk arkadaşları Berke Hatipoğlu, Güneş Duru ve İlke Hatipoğlu; 1994 yılında Hayal Kahvesi’nde çalmaya başlar. 1996 Eylül’ünde resmen kurularak ilk albüm ‘50/50‘yi kendi kendilerine ve parça parça kaydeder ekip. Sonrası çorap söküğü gibi gelir zaten.


PİLLİ BEBEK / ANKARA



Cem Kısmet ve Ahmet Başbağlar Gazi Üniversitesi Müzik Bölümü’nde öğrenciyken tanışır. Kantinde geçen müzik dolu saatlerin Ankara sokaklarına ‘Pilli Bebek’ adıyla sızması 90’ların ortalarında gerçekleşir. Bir davulcu arkadaşın ekibe dâhil olmasının ardından değişik bir şey dener grup. Ankara’nın Sakarya semtinde rock çalmak gibi… Epey dikkat de çeker. Ünleri kulaktan kulağa, şehirden şehre yayılır. Ankara’ya sığmayıp Anadolu’nun pek çok yerine konserlere giderler. Derken Türkiye’nin 42 il ve birçok kasabasında 2.000’den fazla sahne performansı yaparak 500.000’e yakın müziksevere ulaştıklarını fark ederler. 90’ların sonlarında artan dinleyici sayısı ve alınan olumlu tepkilerle çalışmalarını bir albümde toplamaya karar veren grubun ilk albümü 2000’de yayımlanır: ‘Uyandırmadan’.


JÜLİDE KARAHAN

ANADOLUJET EKİM, 2009

...................

Hiç yorum yok: