10 Temmuz 2011 Pazar

SANAT/HAYAT: MUTFAKTA PİYANO VAR!


Temmuz'un 6. akşamında santralistanbul Kıyı Anfi'de bir animasyon filmin içindeyiz. Gökyüzünde çeyrek ay, arkada kutu kutu evler, sahnede filmin kahramanı Jamie Cullum.


Jamie Cullum ilk şarkı niyetine 'I Am All Over It'i söyledikten ve "Setlist yok, içimizden ne gelirse onu çalacağız. Eğer sakince müzik dinlemeye geldiyseniz, yanlış yerdesiniz." dedikten sonrası silik. Herkes ve her şey sahnede olan bitene kilit. Çünkü Cullum atom karınca gibi... Piyanonun üzerine çıkıp atlıyor, dans ediyor, espriler yapıyor. Tüm bunları yaparken de çalıp söylüyor; hiç teklemeden.

Bu böyle sürüp giderken ve gecenin beklenen şarkılarından 'High and Dry'ın ilk notaları verilmişken civar camiden kocaman bir ses duyuluyor; yatsı ezanı. Ekibini susturan Cullum önce şaşırıyor, ardından olayı kavrıyor ve piyanosuyla çok çok düşük bir tonda eşlik etmeye çalışıyor ezana. Sonrası bir alkış, bir kıyamet ve kaldığı yerden aynen.

Raymond Weil destekli konser üç bise rağmen bitince herkes, 32 yaşındaki bu küçük adamı çantasına koyup eve götürmek istiyor. Ama onun; mutfağında bile piyano bulunan bir evi var zaten. Bir de birkaç ay evvel doğan küçücük bir kızı; adı Lyra. İKSV ekibi Cullum hakkında detaylar veriyor bize: Sekiz yaşındayken gitar ve piyano çalmaya başlamış ama asıl üniversite öğrencisiyken otel ve yolcu gemilerinde çalıp söyleyerek geliştirmiş tekniğini. Kazandığı ilk paralarla - sadece 48 pound'a - kendi kendine çıkardığı 'Heard It All Before'un bir tanesi bugün e-bay üzerinden 600 pound'a satılıyormuş. Okulu bitirdikten sonra 'Pointless Nostalgic'i çıkarmış ve sonraki albümler için üzerine teklifler yağmış. Universal ve Sony arasında geçen sıkı rekabeti, rekor denecek bir ramakla Universal kazanmış.

***

Arkasında gözü olan adam

Irak asıllı Amerikalı sanatçı Wafaa Bilal, başının arkasına ameliyatla bir kamera yerleştirtmiş. Bu kamerayla ardında kalan dünyayı kaydeden sanatçı, görüntüleri bir USB kablosu ve 3G ağı üzerinden dakika başı web sitesine (www.3rdi.me) yolluyor. Projenin adı '3rdi'; niyeti, bir sürü gerçek gözün üçüncü bir yapay gözün gördüklerini izleyip anlamlandırmaya çalışması. Bilal, 'konfor bölgesi' olarak tanımladığı yaşamında öğretim görevlisi. Ama yıllar önce, 1990'da, Körfez Savaşı'na yol açan Kuveyt işgali sırasında orduya katılmak istemeyen öğrenciler arasındaymış ve daha iyi bir yaşam ve özgürlük hayaliyle ülkesinden kaçmış. Tam o sırada Necef bombalanıyormuş ve Bilal arkasında kopan kıyameti kaydedebilmek için bir kameranın eksikliğini hissetmiş. '3rdi' projesine ilham kaynağı olan deneyimlerden biri de bu kaçışmış. Çağdaş Sanat Dergisi Articulus'ta Bilal'le yapılmış upuzun bir röportaj var; Hande Oynar imzalı.

***

'Çiçek böcek deyip geçmeyin!'


Tekfen Holding'in kurucusu Ali Nihat Gökyiğit anlatıyor: "... Rekabet her şeyin en güzelini getirir. Bitki dünyasında da inanılmaz bir rekabet sözkonusu. Çiçek böcek deyip geçmeyin. Hollanda'nın yıllık çiçek geliri 2.5 milyar Euro, ülkedeki doğal çiçek sayısı 1800. Sadece istanbul'da 2500 doğal çiçek var. Türkiye'de ooo, 10 binin üzerinde. Bir de bunların 3500'ü sadece bizde. Anadolu'da çiçek deyince iki soru geliyor akla. Birincisi, yeniyor mu? İkincisi, para ediyor mu? Cevabınız ikisi de değilse bir omuz silkme. Tüm bunları dinledikten sonra fotoğrafçı ve belgesel yapımcısı Fatih Orbay ve ailesinin 3.5 yılda tamamladığı 'Türkiye'nin Eşsiz Çiçekleri Belgeseli'ni izliyoruz hep birlikte. Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz ve Marmara bölgesindeki çiçekleri anlatıyor belgesel. Kaz Dağı'ndaki çiğdem, bicikli yıldız ve sarıkızçaylarının eşşiz olduğunu öğreniyor, Ardahan'da boyu 2.5 metreyi bulan zambaklara hayret ediyor ve dünyanın en güzel çiçeklerinden birinin isminin 'Ağlayan Gelin' olduğunu duyuyoruz. Meraklıları belgeseli İz TV'den takip edebilir. (16 Temmuz Cumartesi 17.55, 17 Temmuz Pazar 22.25, 30 Temmuz Cumartesi 17.55 ve 31 Temmuz Pazar 22.25)

JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN PAZAR / 10.07.2011

Hiç yorum yok: