14 Eylül 2011 Çarşamba

Olay değil, hikâye

11 Eylül sonrasındaki gelişmeleri televizyonlarda izledik, gazetelerde okuduk, hatta onlar üzerinde enikonu konuştuk. Ama sonra, bir yerde, doğal olarak kendi biricik hayatlarımıza geri döndük. İçselleştirip manalı bir tepki geliştirmek insanoğlunun en duyarlılarından sanatçılar için bile epey zaman aldı. Yeni, yeni... Biri, Tiyatro Myth'ın yeni oyunu 'Korku İmparatorluğu'.

Beş kısa hikâyeden oluşan 2007 İspanya yapımı 'Görünmeyenler'de olaylar değil, hikâyeler vardı. Gerçek olduklarını düşünmek istemediğimiz için göremez olduğumuz hikâyeler... Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir insanın başına gelen ama uzaktan hiç anlaşılmayan, yoktur öyle bir şey dediğimiz, doğal olarak hissetmekte zorlandığımız, sessiz sedasız hikâyeler... Onları anlatmak için olayların sıcağının geçmesi, üzerine epey zaman binmesi gerekti.

11 Eylül 2001 günü mesela; uçaklar kulelere çarpmış ve bütün dünya onların çöküşünü tekrar tekrar izlemişti. Olay çok tazeydi ve her şey çok hızlı gelişti. ABD, Afganistan'ı hedef aldı; sonra kitle imha silahları diyerek rotayı Ortadoğu'ya kırdı. Irak'a önce o silahları yok etmek için, sonra da 'özgürlük ve demokrasi götürmek' için girdi. İşgaldi, savaştı, yardımdı derken yıllar geçti. Geçerken de iki milyon sivil doğrudan şiddete maruz kalarak hayatını kaybetti; altı milyon civarında Iraklı kendi evlerini terk etmek durumunda bırakıldı ve yarısına yakını başka ülkelere sığınma talebinde bulundu.

Biz bunları nispeten sıcak evlerimizde televizyonlarda izledik, gazetelerde okuduk. Arada bir hatırlayıp konuşup, tartıştığımız da oldu tabii. Ama sonra hemencecik kendi hayatlarımıza geri döndük. Sonuçta trafik vardı, işler birikmişti, faturalar ödenecekti... Anlamaya çalışmak, anlamak, içselleştirip manalı bir tepki göstermek için çokça zaman geçmesi gerekti. İnsanoğlunun en duyarlılarından sanatçılar için bile. 5-10 yıl kadar...

ÜŞÜDÜNÜZ MÜ?

11 Eylül'ün üzerinden tam 10 yıl geçti. Birileri olayı bırakıp hikâyelere odaklanacak mı derken biz, Tiyatro Myth'tan ses geldi. Zarif bir anlama çabasının sesi... Oyunun ismi 'Korku İmparatorluğu'. Prömiyeri 11 Eylül'de Kumbaracı50'de gerçekleşti. Irak Savaşı'nı anlatan oyun, Gökhan Erarslan ve Neslihan İpek'in kaleminden çıkma. Işık tasarımında Teoman Kumbaracıbaşı, seslendirmede ise Hüseyin Avni Danyal'ın imzası var. Gökhan Erarslan'ın yönettiği oyunun dramaturgu oyuncu/yazar Zeynep Kaçar. Barış Çakmak, Coşku Cem Akkaya ve Özlem Menligil başrollerde. Menligil, yedi yaşındaki oğlunu yenice kaybeden bir anneyi canlandırırken Çakmak onun eşini, Akkaya ise bir Amerikan askerini oynuyor.

2001'in hayalleriyle 2011'in gerçekleri arasındaki uçurumu gösterme niyetiyle yazılan oyunun ilk cümlesi 'Üşüdünüz mü?' Bu cümleyi duyunca anlıyorsunuz zaten. İzleyeceğiniz; bir olay değil, bir hikâye... Soruyu soran 2 ay diye gelip 6 yıl Irak'ta kalan, kalmak durumunda kalan bir Amerikan askeri. Konu şu: Irak'ta görev yapan Amerikan askeri, terhis haberini aldığı gün birliğiyle birlikte tuzağa düşer. Şimdi, eve dönmeden önce onu son bir görev beklemektedir. "Bizi kim tuzağa düşürdü?" sorusunun cevabını bulmak... Kural ve yönetmelikler elverdiğince tabii.

Kural ve yönetmeliklere göre tehdit varsa öldürebilir gerçi, sonuçta savaş bu; özgürlük verme savaşı! Askerdeki duygu; ölümüne bir bıkkınlık, anlamsızlık, boşluk ve delirme eşiği. "Neden buradayız?" diye soruyor sık sık kendine. "Dünya bir Korku İmparatorluğu olmasın diye..." gibi, kendince de gayet manasız cevaplar veriyor sadece. Tek isteği 'bu bataklıktan' kurtulmak ve kendi hayatına dönebilmek aslında.

Hikâyelerden bakınca olaylar, tıpkı askerin bulmaya çalıştığı cevaplar gibi, manasız. Dünya, savaşın neredeyse 10. yılında ve nedeni, nasılı, ne zamanı hâlâ belirsiz. Biteceğine dair tek bir işaret bile yok. Bize düşen, yaklaşmakta olan 12. İstanbul Bienali'nin mottosundaki gibi "Bakmadan göremezsin, görmeden bilemezsin" öğüdünü tutmak ve bakıp, görüp, anlamaya çalışmak. Olayları değil, hikâyeleri...

JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN KÜLTÜR 14.09.11

Hiç yorum yok: