15 Mayıs 2012 Salı

Dünyanın Tescilli Mirasları

Aslında her zaman ama bilhassa yaz arifelerinde tatil için en iyisi: UNESCO Dünya Mirası Listesi.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Türkiye’ye ait 10 kültürel çekim noktası var. Sayacak olursak; tüm tarihi alanlarıyla İstanbul, Safranbolu, Hattuşaş (Boğazköy), Edirne Selimiye Camii, Nemrut Dağı, Xanthos-Letoon, Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi, Truva Arkeolojik Kenti, Hierapolis-Pamukkale, Göreme Milli Parkı-Kapadokya… 26’sı da yolda… Yolda olanların listeye alınması, listede olanların da güzel güzel korunup tanıtılması için canla başla çalışan bir de dernek: Dünya Mirasları Gezginleri Derneği. En birinci niyetleri farkındalığı artırmak, en sonuncusu ise Türkiye’nin her bir noktasını UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklemek.

Dernek Başkanı Atilla Ege, konuştuğumuz an itibariyle tam 626 UNESCO Dünya Mirasını görmüş durumda. Dediğine bakılırsa bu konuda dünyada ikinci, seneye de birinci inşallah! 1971’den bu yana eşi Nihal Hanım’la gezmede. İlk yıllarda rüzgâr nereye götürürse… Ama 2000’den itibaren listenin peşinde. Onun ağzından şöyle: “Güney Şili’de bir pansiyonda İsviçreli bir çiftle tanıştık, sohbet ediyoruz. Dediler ki, buradan bilmem nereye geçeceğiz. Gayri ihtiyari neden diye sordum. ‘Çünkü orası dünya mirası listesinde’ cevabını verdiler. Anlamadım tabii ilk başta, anlattılar uzun uzun. ‘Vay vay vay’ dedim. Dönüşte hemen araştırdım, UNESCO’ya bilgi istiyorum diye yazı yazdım. Yüzlerce sayfa bilgi geldi. Tercüme ettik. Sonra elimize haritayı aldık ve gezmeye başladık. Listenin bir kısmını daha evvelden görmüştük ama gerçek kıymetlerini bilmiyorduk diye sil baştan yaptık.”

Bir noktadan sonra da Türkiye’de durum nedir acaba? Öyle olunca İstanbul’dan başlamışlar dolaşmaya. Ayasofya’yı gezerlerken bir Türk rehbere, “Burasının UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olduğunu anlatıyor musunuz turistlere?” diye yoklama çekmişler. “Yok” demiş rehber… Sonra Truva, Divriği Ulu Camii ve Nemrut’ta da aynısı... Anlamışlar ki ne valiler, ne belediye başkanları ne de rehberler işin farkında değil. Ne yapsak, ne yapsak derken… Dışarıda görüp öğrendiklerini Türkiye’de anlatmaya ve uygulamaya karar vermişler. Ellerinden geldiğince… Sonra da öğrendiklerini önce yetkililere, ardından da karşılaştıkları herkese anlatmaya, nasıl denir, bir nevi and içmişler.

BİZİM FİLANCAMIZ

Durum, derneğin başkan yardımcısı Serdar Ahıskalı için de pek farklı değil. O da birkaç sene evvel dünyanın taa bir ucunda aydınlanmış. Aynen şöyle: “Kamboçya’nın kuzey batısında Angkor Wat’tayız. Kapıda dünya mirası amblemi… Altında da ikili dünya mirasına sahip olan yerlerin listesi. Yani hem kültürel hem doğal mirasa… Bir baktım Türkiye’den Pamukkale de içlerinde. Çok utandım. Ben kendi ülkemle ilgili çok önemli bir kültürel bilgiyi Kamboçya’da bir levhadan öğreniyordum.” Sonrası malum. Atilla Ege ile karşılaşma ve derneği kurma… Şimdi dünya miraslarını gezerken sürekli bir mukayese halinde. İki lafından biri: “Burası listedeyse bizim filancamız hayli hayli girer…”

O hayli hayli nedir, deyince de… Anlatıyor Ahıskalı: “UNESCO bir danışman, milletlerarası bir eksper, birtakım kriterler belirlemiş, denetliyor; üstelik ücretsiz… Siz yeter ki sunumunuzu güzel yapın, UNESCO’nun evrensel değer kavramına uyun. O da şu: Bir yerin kültürel ve doğal özelliklerinin ayrıcalığı, milli sınırları aşıp bugünkü ve gelecek nesillerdeki insanlık için müşterek bir değer temsil ediyor mu? Ediyorsa… İşte o zaman bu mirasın korunması milletlerarası bir gereklilik. İnsanlar seyahatlerinde neden dünya miraslarını görmek istiyorlar? Çünkü oralarda bir değer bulacaklarına yüzde yüz eminler.” O değerlerden tam 10 tanesi Türkiye’de, Anadolu’da, yanıbaşımızda… O halde, Anadolu’dan bir deyişle: “Davranın!”

BU FİKİR NERDEN ÇIKTI?
Dünya Mirası fikri, 1959’da Mısır Hükümeti’nin Nil Nehri üzerindeki Asvan Barajı dolunca su altında kalacak Nubian bölgesindeki Abu Simbel ve Phila mabetlerinin kurtarılması için UNESCO’dan yardım istemesiyle ortaya atıldı. Böylece yeryüzündeki bazı yerlerin ortak bir dünya mirası olduğu ve onlara sahip çıkmanın önemi anlaşıldı.

RAKAMLARLA MİRAS
UNESCO 1978 yılından beri her sene düzenli olarak yaptığı toplantılarda 725 yeri dünya kültür mirası, 183 yeri doğal dünya mirası ve 28 yeri de hem kültürel hem de doğal dünya mirası ilan etti. Böylece üye 187 ülkenin 151’indeki 936 yer tüm dünya halklarına ait miras olarak tescillendi.

JÜLİDE KARAHAN

ANADOLUJET MAYIS 2012

..

Hiç yorum yok: