30 Mayıs 2012 Çarşamba

'İstanbul benim için bir üsse dönüşüyor'

 
Marcus Miller'ın 19. İstanbul Caz Festivali siparişi doğrultusunda oluşturmaya çalıştığı "The Istanbul Project", 5 Tem-muz'da İstanbul'da dünya prömiyerini yapacak. "İlk kez bir şehirle ilgili proje yapıyorum. İstanbul benim için bir üsse dönüşüyor. Burada doğru duyguyu yakalayacağıma eminim. " diyen Miller'a göre her şey çok güzel olacak.

Caz dünyasının önemli ismi Marcus Miller önceki gün müzisyen Okay Temiz, İmer Demirer ve Bilal Karaman ile bir araya geldi. 5 Temmuz Perşembe akşamı Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi'nde gerçekleşecek 'The Istanbul Project' başlıklı konserin detaylarını konuşmak için... Okay Temiz, üç beş saat süren toplantıyı şöyle özetledi: "Dünya çapında bir müzisyen gelip Türkiye'yi tanımaya çalışıyor. Marcus bizi kendi seçmiş; internetten bulup dinleyerek... İmer, trompette harikadır, vereceği sesler hadiseyi çok değiştirir. Bilal, gitarla aklınıza gelen her şeyi çalabilir. Şimdi biz hepimiz birleşeceğiz. Daha doğrusu Marcus bizim parçalarımızı birleştirecek, üç gün prova yapacağız ve sizlere konser vereceğiz. Bu çok değerli bir hadise..."

"Keyif, projenin anahtar sözcüğü..." diyen Marcus Miller ise her şeyin nasıl geliştiğini en başından itibaren anlattı: "Son 5 yıldır farklı projelere imza atmaya çalışıyorum. Müziğimle nasıl farklı bir şey yapabilirim diye kolluyorum. Aslında dünyada yeni bir sayfa açılıyor. Önümüzde yeni bir şeyler var. Ekonomik krizler neyin önemli olduğunu hepimize bir kez daha sorgulattı. İnsanlar hayatlarını yeniden gözden geçirmek durumunda kaldı. Ben de yaptım bunu ve benim için neyin önemli olduğuna karar verdim. En önemlisi müziğin ruhani gücünü gösterebilmek."

İlk kez bir şehirle ilgili proje gerçekleştiren Miller, müziğin ruhani gücünü gösterebilmek için neden İstanbul'u seçtiğini ise bir iki örnekle açıkladı: "İstanbul doğru duyguyu yakalayacağım tek şehir. Bunu nereden biliyorum... Bir kere İstanbul'a ilk geldiğimde konserimi verdim, bir mekâna eğlenmeye gittim, hiç kimseyi tanımıyordum ve oradan sabah çıktım, doğru havaalanına... Sonra İstanbul havaalanında en sevdiğim restoran diye bir şey oluştu zamanla. Hatta garsonları bile tanıyorum. İstanbul benim için bir üsse dönüşüyor. Yani burayı seviyorum."

Müzisyenlerin nasıl seçildiğine gelince; Miller'a çok uzun bir Türk müzisyenleri listesi sunulmuş önce. Ona göre hepsi muazzam. Ama bazılarında ayrı bir derinlik ve kendi hikâyesini onlarla kaynaştırma isteği... Örneğin Okay Temiz'i uzun süre bilgisayarında dinledikten sonra önceki gün onunla karşılaştığında çok heyecanlanmış ve bağlantıyı hemen hissetmiş Miller: "En önemlisi birbirimizi hissedebilmek. Okay benim en sevdiğim sanatçı adamlardan biri şimdi. Halbuki tanışalı daha kaç saat oluyor. Dilini, 'Merhaba' diyecek kadar bile bilmiyorum. Ama işte, müzisyenler en iyi enstrümanlarıyla iletişim kuruyor."

Sürecin nasıl işleyeceğine gelince; Miller herkese "Arkadaşlar, her biriniz sizi temsil ettiğini düşündüğünüz birkaç şarkıyı bana gönderin. Ben de size göndereyim. Aramızda bir e-mail trafiği başlatalım." demiş. Şimdi besteler karışacak, harmanlanacak ve... Hiç kimse ne olacağını bilmiyor aslında. Sürpriz. Sadece "Çok güzel bir şey çıkacağına eminim." diyor Miller. Temiz de onu destekliyor: "Müzikte konuşacak çok şey yok. Konuşmayacağız, show yapmayacağız. Hislerimizi sahneye çıkaracağız."

Marcus Miller'ın müzik direktörlüğünü üstlendiği 'The Istanbul Project'te ona; klarnet virtüözü Hüsnü Şenlendirici, vurmalı çalgılar ustası Burhan Öcal, vurmalı çalgılar ustası Okay Temiz, trompet sanatçısı İmer Demirer ve gitar virtüözü Bilal Karaman eşlik ediyor. Ekibin diğer üyeleri ise genç müzisyenler Louis Cato (davul), Alex Han (saksafon) ve Federico Gonzalez Peña (tuşlu çalgılar). İKSV'nin kuruluşunun 40. yılı için Marcus Miller'a sipariş edilen 'The Istanbul Project'in detayları önceki gün The Marmara Taksim'de gerçekleşen basın toplantısında açıklandı. Toplantıya müzisyenlerin yanı sıra İstanbul Caz Festivali Direktörü Pelin Opcin de katıldı.
JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN KÜLTÜR 30 MAYIS 2012 

..

Hiç yorum yok: