1 Ağustos 2012 Çarşamba

UNESCO'nun dilinden anlıyor!

 
Geçtiğimiz günlerde 'ailecek' sevindiğimiz bir haber gördük gazetelerde: UNESCO Dünya Mirası Komitesi Çatalhöyük Neolitik Kenti'nin Dünya Mirası Listesi'ne girmesini oybirliğiyle kabul etti... Böylece 7 bin 500 yıl önce insanların toplu halde yaşadığı tarım kenti Çatalhöyük, Dünya Mirası Listesi'ne giren 11. varlığımız oldu. 2013 yılı için sırada Alanya Kaleiçi var. Geçen yıl, Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi listeye eklendi.

Aslında her şey o zaman başladı. 2000'den beri bekleyen Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi aniden listeye girince... Herkes sevinmekle birlikte şaşırdı. Nasıl olmuştu da onca zaman geçici listede bekleyen cami ve külliye birdenbire asıl listeye girmişti? Nasıl olmuştu da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 1998'de dâhil olan Truva Antik Kenti'nden sonra hiçbir yer bunu başaramamıştı? Ayrıca 1998 ile 2011 arası neden bu konuda hiçbir gelişme yaşanmamıştı?

Sebebi UNESCO'nun 2000 yılında yaptığı birtakım değişikliklerde saklı. Şöyle ki: 80'lerde UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmek çok kolayken, hatta bunun için 10 - 15 sayfalık bilgi metniyle 3-5 fotoğraftan oluşan bir dosya hazırlamak yeterliyken... (Truva Antik Kenti'nin dosyası 30 sayfa mesela) 2000'den itibaren kallavi dosyalar hazırlamak, ayrıca bir ülke olarak en fazla iki yerle başvurabilmek gibi şartlar çıktı karşımıza.

AYAĞINI İNCİTİP LONDRA'YA GİDEMEYİNCE

Böyle olunca ve Türkiye'de kimse dosya hazırlamayı ve bu işin yönetim planını bilmeyince... Seneler geçti. Fakat sonunda, bir gün bir kahraman çıkageldi ve tam 1278 sayfalık başvuru dosyasını hazırlayıp Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesini sağladı. O kişi 1977 Edirne doğumlu Yaşagül Ekinci idi...

Hikâye şöyle gelişti: Kamu Yönetimi mezunu Yaşagül Ekinci, üniversitenin ardından Londra'ya gitti ve önce işletme, sonra kültürel koruma alanında yüksek lisans yapmaya başladı. Diplomasını almasına iki ay kala babası vefat edince Edirne'deki aile evine döndü. 15 günlüğüne... Ama cenazenin üçüncü günü talihsiz bir şekilde düşüp ayağını incitince ve bir ay hiç kıpırdamaması gerekince... İznini uzattı. Sonra baktı ki Londra'ya dönerse annesi yalnız kalacak, kendisi rahat edemeyecek; bir diploma daha almış olmak da tüm bunlara değmeyecek!.. Vazgeçti ve Edirne'de aile evinde kaldı. Gerçi bu sefer de Edirne'de neler yapabilirim diye aranmaya başladı.

Aradığını buldu da: Trakya Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nde Kültürel Korumanın Yönetsel Boyutu Üzerine bir yüksek lisans daha. Sıfırdan... Böylece hem annesinin dizi dibinde oturup akşam yemekleri için salatalar hazırladı hem de UNESCO, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler üzerine makaleler okuyup tezini yazdı. O da yine UNESCO projeleri üzerine... Hatta dünya mirasları nasıl korunur, nasıl yönetilir, kamu kurum ve kuruluşları bu iş için nasıl bir araya gelir diye... Sonunda hocalarından biri 'sen bu işlere epey kafa yoruyorsun' diyerek Ekinci'yi Belediye Başkan vekiliyle tanıştırdı. Sonrası, ver elini Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi'ni UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dâhil etme projesi! 2009 Nisan'ında işe başlayan Ekinci, tam 1278 sayfalık dosyayı 2010 Ocak ayında UNESCO'ya teslim etti ve 1,5 yıl süren inceleme başladı. Sonucu biliyoruz.

Ekinci şimdi Bergama'nın dosyasını hazırlıyor ve en güzel sonucun, Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi'nin listeye girmesinin verdiği heyecan, cesaret ve tecrübeyle ülkenin dört bir yanında başlayan çalışmalar olduğunu düşünüyor. Selimiye'nin ardından bu yıl listeye Çatalhöyük Neolitik Kenti girdi. Seneye inşallah Alanya Kaleiçi... Sonrasında her yıl bir yer; Bergama, Efes, Odunpazarı, Afrodisias, Bursa ve Cumalıkızık... Şu anda UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde Türkiye'den 38 yer var. Hedef, her yıl bir yeri asıl listeye eklemek.

***
Bilinmeyen iki isim daha var
 
UNESCO Dünya Mirası geçici listesi çok önemli. Çünkü bir yerin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesi için önce geçici listeye alınması gerekiyor. 19 Nisan 2012 itibarıyla geçici listede 38 yerimiz var. Bunu 1994 ve 2000 yıllarında geçici listeye epey aday gönderen bir ya da iki kahramana borçluyuz. O yıllarda muhtemelen Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda çalışan bu kahramanlar iyi ki başvuru yapmış.

JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN KÜLTÜR 1 AĞUSTOS 2012

...

Hiç yorum yok: