12 Haziran 2011 Pazar

SANAT/HAYAT: TORUNLAR, ANNELER, ANNEANNELER

Geçtiğimiz çarşamba İstanbul sanat ortamının kafası biraz karışıktı. Çünkü aynı akşam 5 ayrı mekânda 3 ayrı serginin açılışı vardı ve herkes hepsini merak ediyordu. Günün sonunda, erken ya da geç, herkes hepsine gitti.

'Sanata demokrasi geliyor' ve 'Şehrin yeni sanat geleneği' sloganlarıyla yola çıkan 'İstanbul Yaz Sergisi'ndeki kalabalık bir başkaydı. İçeride 2000 kişi rahat vardı. Torunlar, anneler ve anneanneler hep birlikte gelmişti. Torunlar eser sahibi, anneler refakatçi, anneanneler ise birer alıcı adayı olarak... Sergi; genç, öğrenci, tanınmış, tanınmamış fark etmeksizin başvuran herkese kapılarını sonuna kadar açmıştı. Kapıdan Royal Academy Okulları Başkanı Eilen Cooper'ın başkanlığındaki jürinin onayını alan 300 sanatçının 500 eseri geçmişti.

Kapı, Karaköy'deki Sanat Limanı'na ait. Aralık sonunda gerçekleşen Çocuk ve Gençlik Bienali bittiğinden beri kapalı olan Sanat Limanı, 15 Temmuz'a kadar Yaz Sergisi vesilesiyle açık kalacak. Sonra? Karşılaştığımız bir 2010 yetkilisi, "Bu biter bitmez bienal hazırlıkları başlar. Sonrası için de belediyeyi itekliyoruz ama bakalım... Galataport var ayrıca. Seçimlerden sonra bir hareketlenme olur o konuda..." diyor. Evet ya, unuttuk biz onu. Galataport... Antrepo 5, 3, 4... Bütün buralar, İstanbul Modern... Yerle yeksan. Biz tam bunları konuşurken serginin düzenleyicileri -Time Out İstanbul ve Beyaz Art yetkilileri- açıklama yapıyordu bir televizyon kanalına: "Belki de ilk kez bir karma sergide gençler ve tecrübeli sanatçıları hiyerarşi gözetmeksizin bir araya getirmeyi; özellikle, galerilere giremeyen ve çok istedikleri halde sergi açamayan isimlere destek olmayı başardık. Bundan sonra her yıl düzenli olarak devam edeceğiz sergiye. Gelenekselleşecek, bir şölene dönüşecek gitgide..."

İkinci ve üçüncü durak

İkinci durak yediden yetmişe herkesin diline 'Bir gün herkes on beş dakikalığına meşhur olacak.' sözüyle yerleşen Andy Warhol'un sergisi. Onun eserlerini bir 15 dakikalığına görmek için hangi galeriye gitmeli? Açılış Galerist'in üç mekânında eşzamanlı. Galatasaray ve Tepebaşı'nda filmler; Akaretler'de ise polaroidler... Filmleri izlemek için geniş geniş vakitlere ihtiyaç olduğundan çoğunluğun tercihi Akaretler'di. Orada da "Filmler zaten kopya. Polaroidlerin de -ışığa duyarlı olduklarından- kopyaları tercih edilmiş. Ne anladık!" gibi şeyler konuşuluyordu ama öyle olur mu, hakkı hukuku için aylardır uğraşıyor galeri. Ayrıca bunca kapsamlı bir sergi; çok zor bir daha. Serginin ismi 'Warhol Hareket Halinde'; son tarihi 9 Temmuz.

Son durakta mazbut ve masum bir sergi; isminden belli: 'Canım, lütfen yapma'. Sergide sanat eleştirmenlerinin imgeleri, sanatçılarınsa metinleri var. Bir tersyüz etme, bir rol değişimi, bir rollerin yerinden edilmesi hali. İsmi de, biri çıkar da şöyle yüksek tonla 'Sanat eleştirmenlerinin sergisi mi olur!' derse'nin peşin peşin cevabı: 'Canım, lütfen yapma'. Proje4L / Elgiz Çağdaş Sanatlar Müzesi'nin proje odalarındaki serginin en sevimli işi Osman Erden'in 'O Kadar Yalnızım ki' yerleştirmesi ve ona eşlik eden aynı konulu bir arkadaş bestesi. j.karahan@zaman.com.tr

***

Çivisiz teknelerle Yunan adalarına


Sakıp Sabancı Müzesi'nde 28 Ağustos'a dek görülebilecek bir sergi var. İsmi kısaca 'Karşıdan Karşıya', içinde 340 eser... Biri var ki, aslına uygun 14 metrelik bir Kiklad teknesi... Üzerinde tek bir çivi yok. Halatlarla birbirine bağlanan tahtalardan menkul. Halat ve tahtalar suya girince şişerek birbirlerine temelli kenetleniyor ve kesinlikle su sızdırmıyor. Ataları, Ege Denizi'nin iki yakasını buluşturan tek ulaşım aracı olarak hizmet vermiş yıllarca. Ankara Üniversitesi Sualtı Arkeolojik Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından inşa edilmişler, çok güvenliler. Dr. Hayat Erkanal anlatıyor: "Biz daha evvel Foça'dan Marsilya'ya gittik bunlarla. 2 ayda. Bu yıl da eylül ayında Yunan Adaları'na gideceğiz. Hazırlıklar sürüyor. Bakalım..."

JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN PAZAR / 12.06.2011

Hiç yorum yok: