22 Ocak 2012 Pazar

SANAT/HAYAT: Televizyonu bozulmuş emekli öğretmen

Önce kötü haber: Salt Galata'daki 'Foto Galatasaray' isimli sergi -açık arşiv projesi mi demeli- bugün sona eriyor. Sergi gezmek değil, insan görmek için; dünyayı unutmak için; hikâyeler uydurmak için... Son gün bugün.

Mart sonuna dek süreceğini zannediyorduk. Sadece 11 kez gitmiştik daha. Sergi gezmek değil, insan görmek için... Ne güzeldi! Karanlık bölmedeki sandalyelerden birine kendimizi bırakıyor ve panoramik insan manzaralarını seyre dalıyorduk. Dünyayı unutuyorduk, hikâyeler uyduruyorduk, öylece sessiz sessiz duruyorduk. İki gün evvel bir gittik ki ne görelim: Günler sayılmaya başlamış! İşte o vakit; hayır, oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi değil; televizyonu bozulmuş emekli öğretmen gibi hissettik.

Son tarih 22 Ocak, yani bugün. Eğer görmediyseniz Salt Galata'ya uğrayıp Maryam Şahinyan'ın arşivinden bir bölümü -hepsini görmek günler, günler sürer- bilgisayar ekranından değil, o karanlık bölmeden görün. Orada 1935-1985 tarihleri arasında Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma körüklü bir kamerayla çekilmiş nice fotoğraf var. Bebekler, ikizler, abla kardeşler, sevgililer, aileler, din görevlileri, göç etmişler, Bolşevik Devrimi'nden kaçıp İstanbul'a gelmişler, sanatçılar, müzisyenler, mutlular, neşeliler, hüzünlüler, şaşkınlar, komikler, deliler ve veliler...

Orada bir insan resmigeçidi, bir ifade koleksiyonu, eski bir İstanbul ütopyası var. Aslında projenin kitabı da var; Aras Yayıncılık'tan: 'Foto Galatasaray-Studio Practice by Maryam Şahinyan'. İçinde de 1.000 kadar fotoğraf. Ama asıl, 200 bine yakın fotoğrafın tamamı ilerleyen günlerde -takriben 2012 ortalarında- internet aracılığıyla dünya kamuoyuna açılacak. Şimdiki zaman insanları; kendilerini, ailelerini, yakınlarını, komşularını, sevgililerini bulup kimliklendirebilsin diye... Ama illa ki o karanlık bölme... Bugün son gün!

***
Ülke topraklarına bir festival yaklaşıyor

Şimdi iyi haber; yakın gelecekten. Yeni bir sanatçı kuşağının doğup geliştiği dijital sanat etkinliği 'OFFF Festivali' ülke topraklarına yaklaşıyor. Lizbon, Paris, Madrid, New York ve Barcelona'nın ardından 2-4 Mart tarihleri arasında İstanbul'a uğrayacak festivalin ana mekânı Fulya'daki Yapı Endüstri Merkezi. Gösterim ve atölye çalışmaları ise İstanbul Modern'de. Katılımcılar arasında; grafik tasarımın babası sayılan Neville Brody; flaş tasarımın öncüsü Joshua Davis; Gladyatör filmiyle Oscar almış, bol Bafta ve Cannes ödüllü post-prodüksiyon ve reklam şirketi The Mill; Darren Aranosfsky filmlerine yaptığı internet siteleriyle ünlenen interaktif ajans Hi-Res!, Selfridges için yaptıkları vitrin tasarımıyla dikkat çeken ikili Lernert&Sander ve Türkiye'de grafik tasarımın önemli kadın ismi Esen Karol var. Şimdilik elbette. Düzen nizam, 7 senedir video ve dijital sanatlar alanında çalışan Kurye Video Organizasyonu'ndan.

***

Sürprizler bitmedi

İKSV 40 yaşında. Bu özel yaşı bir gece değil, tüm sene kutlayacak. Bir sürü sürprizle... Onların bir kısmı geçtiğimiz hafta düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Öncelikle Katalan gösteri topluluğu La Fura dels Baus'tan 'İstanbul İstanbul' isimli özel gösteri ve Berlin Filarmoni Orkestrası konseri... Ama daha bitmedi. Başka özel eser siparişleri de var. Giya Kançeli ve Fazıl Say'a verilmiş... Fazıl Say, geçtiğimiz ay Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde verdiği konserde, İKSV'den aldığı siparişten bahsetmiş ve eserin ismini açıklamıştı: 'Mezopotamya Senfonisi'. Eserin prömiyeri 40. İstanbul Müzik Festivali'nin açılışında, ayrıntıları ise önümüzdeki hafta gerçekleşecek basın toplantısında... Sonra sırada İstanbul Caz Festivali'nin sürprizi var: Bu yıl ilk kez uluslararası alanda başarılı bir besteci/müzisyene, prömiyerine Türkiye'den sanatçıların da dâhil olacağı bir eser sipariş edilmiş. Bakalım...

Jülide Karahan

Zaman Pazar / 22 Ocak 2012

..

Hiç yorum yok: