11 Ekim 2011 Salı

SÖYLEŞİ: ZAZ


ZAZ HAYATIN SEYRİNİ ANLATIYOR


AKBANK CAZ FESTİVALİ VESİLESİYLE 22 EKİM’DE İSTANBUL, 23 EKİM’DE İSE İZMİR’DE SAHNEYE ÇIKACAK ZAZ’IN SOLİSTİ VE HER ŞEYİ ISABELLE GEFFROY; DIŞARIDAKİ VE İÇERİDEKİ HAYATIN SEYRİNİ, YANİ MÜZİĞİNİ ANLATTI.


ZAZ’ın sosyal medyadaki canlı sokak performansları, eli klavyeye değen herkesin malumu. Kendisiyle aynı adı taşıyan albümü 2010 Mayıs’ında yayınlanınca önce ülkesi Fransa, sonra da tüm dünyada hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinen ZAZ; yıl sonuna dek turnede. Son zamanlarda hayatının çok profesyonel ve planlı bir hale geldiğini söyleyen sanatçı; doğaçlamayı, hesapsızca yaşamayı ve mesela pastaneden çörek almayı epey özlemiş olmalı.

Değişik türlerde müzik dinleyen ve bambaşka zevkleri olan insanlar tarafından - dünyanın dört bir yanında - sevilip kabul gördünüz. Nasıl oldu bu?

Bu benim müziğim. Yorumladığım parçalar insanlar tarafından kabul görmüş görünüyor. Ben sürekli söylediğim şarkıların farklı evrenlerden ve farklı ambiyanslardan ilham almasına uğraşıyorum. Bu çeşitliliğine rağmen, müziğimin birçok insan tarafından ortak bir şekilde sevilmesi ve kabul görmesi harika bir şey. Gerçekten…

Ünlü olmadan önce takıldığınız Latin rock grubu Don Diego ile Mısır’dan Rusya’ya uzanan bir yolculuk yapmışsınız. Bu yolculuk müziğinizi nasıl etkiledi?

Karşılaşmalar ve tesadüfler… Karşılaştığım tüm insanlar benim yaratıcı sürecime farklı açılar, farklı renkler kattı.

Ya Ella Fitzgerald, Enrico Macias, Bobby McFerrin ve Richard Bona dinlemek…

Demek istediğim gibi... O kadar çok sanatçı var ve hepsi o kadar farklı evrenler ve düzlemlerden geliyor ki! Onların farklılığı, kültürlerin karışımı ve çeşitlilik… Beni en çok etkileyen faktörler bunlar.

Gerçekten mutlu ve neşeli misiniz? Yoksa biraz dertli mi? Şarkı sözleriniz çok neşeli görünse de daha adaletli bir dünya özlemi, toplumsal meseleler ve genç insanın varoluşsal sorunlarına değiniyor aslında ve düşününce epey dertli…

Ben mutlu ve pozitif biri olmaya çalışıyorum ama hiçbir şey daha zor ve üzücü konuları işlememe engel olamıyor. Herkes gibi benim de bazı diğerlerine göre daha hassas dönemlerim oldu. Zaten insanların karakterleri bu şekilde oluşuyor. Ben mutluluğun sadece bir duygu olduğunu düşünüyorum. Ama tabii insanın kendisiyle tutarlı olması da çok önemli ve gerekli.

Bir Edith Piaf şarkısı olan Dans Ma Rue’yu çok farklı yorumlamanıza ve sokakla başka türlü bir münasebetiniz olmasına rağmen eleştirmenlerce Piaf’ın tahtına aday gösteriliyorsunuz. Bu konuda ne diyorsunuz?

Bu karşılaştırmayı reddedemiyorum çünkü beni epey mutlu ediyor. Ama şu anki zaman çok daha farklı, hayat standartları çok daha farklı… Piaf ne kadar zamansız bir müzik yapsa da bir çağın içine demirlemiş biri.

2009’daki Generation Reservoir isimli yarışmada birincilik kazanmasaydınız ve sosyal medya olmasaydı… Sizi tanımamız ne kadar uzun sürerdi?

Bu şekilde bilgiler çok daha hızlı bir şekilde yayılıyor. Ama bu aynı zamanda biraz tehlikeli. Çünkü müzik keşifleri daha kolay ve hızlı ama zaman içine yerleşme süreçleri de bir o kadar karışık.

ZAZ, Isabel’in okunuşundan geliyor ve Zorro’yu çağrıştırıyor. Öyle mi? Sever miydiniz onu? Kendinize ZAZ demenizin bir nedeni de şu mu: A’dan Z’ye müziğin tüm sesleri ya da tam tersi Z’den A’ya…

Evet, bu isim aslında bir karakter ve doğru, alfabenin ilk ve son harflerinin bileşiminden oluşuyor.

Müziğin tüm türleri ve sesleriyle alakadar mısınız gerçekten?

Evet, mizaç olarak çok meraklı bir insanım o yüzden birçok şeye ilgim var. Müziğin tüm türleri de buna dâhil.

Örneğin yeni albümde swing, pop, caz ve şansonlar mı olacak? Daha fazlası mı? O albüm nasıl bir aşamada? Ne zaman raflarda olması bekleniyor?

Bu aralar duygularımı işe yansıtıyorum. Yeni albüm için çok çalışıyorum. 2012 sonunda hazır olmasını umuyorum. Önemli olan albümün ortaya çıkması. Şu anda sadece güzel, içerik olarak zengin ve çeşitlilik barındıran bir çalışma olmasını diliyorum.

İstanbul’daki konseriniz kapalı bir salonda gerçekleşecek. Siz sokakları ya da açık mekânları daha çok tercih ediyor musunuz? Var mı öyle bir durum? Yoksa fark etmez mi?

Sokakta çok şarkı söyledim. Çok para kazanmasam da… Ama yine de mutluydum. Bir mekânı canlı kılansa sadece insanlardır; insanları seviyorum. O yüzden güzel ve sıcak bir salonun da harika olacağını düşünüyorum.

****

ZAZ’IN TÜRKİYE KONSERLERİ

22 Ekim’de İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, 23 Ekim’de ise İzmir Arena’da sahneye çıkacak ZAZ’ın İstanbul biletleri 115 ile 50, İzmir biletleri ise 50 ile 40 lira arasında. Ona gitarda Benoit Simon, kontrbas ve basta Ilan Abou, klavyede Denis Clavaizolle, davulda ise David Maurin eşlik edecek.

ZAZ’A DAİR…

Gerçek adı Isabelle Geffroy olan ZAZ, 1980 yılında Fransa'da doğdu. Beş yaşından itibaren müzik teorisi, keman ve koro şarkıcılığı dersleri alan sanatçı, Fifty Fingers isimli Blues grubuyla sahne hayatına ilk adımı attıktan sonra uzun süre sokak şarkıcılığı yaptı. Paris sokaklarında verdiği konserler sayesinde keşfedilen ZAZ, 2009'daki Generation Reservoir isimli yarışmada birincilik kazanınca 2010 tarihli çıkış albümü ZAZ’ı yayınladı ve zirveye yükseldi.

FESTİVALİN DİĞER SÜRPRİZLERİ

13 Ekim - 3 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Akbank 21. Caz Festivali’nin öne çıkan isimleri arasında Arild Andersen, Charles Lloyd ve The Ray Gelato Giants da var. Festivalin bu yılki mekânları ise Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Akbank Sanat Merkezi, Babylon, The Seed, Ghetto ve Nardis. Festival hakkında daha detaylı bilgi için: www.akbankcaz.com

JÜLİDE KARAHAN

SKYLIFE EKİM 2011

Hiç yorum yok: