24 Ekim 2011 Pazartesi

SÖYLEŞİ: SEYİT ALİ KAHRAMAN


Seyahatname bitti şimdi gezme zamanı

Seyahatname'yi "Evliya Çelebi olsa acaba hangi dille konuşurdu?" düşüncesiyle günümüz Türkçesine kazandıran Seyit Ali Kahraman, "Yıllarca kapanıp çalışmaktan bir yeri gezip görmek kısmet olmadı. Bitinceye kadar ailecek nefes almadık. Şimdi çok şükür bitti, gezeceğiz artık. Evliya Çelebi'nin izinden gidip anlattıklarının sağlamasını yapacağız." diyor.


Yapı Kredi Yayınları, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinin onuncu ve son cildini geçtiğimiz hafta yayımladı. 2003'te başlayan süreci, Seyahatname'yi günümüz Türkçesine çevirip hazırlayan Seyit Ali Kahraman anlattı.

Seyahatname'yi günümüz Türkçesine çevirmek büyük bir karar. Nasıl, ne zaman, hangi cesaretle?

Rahmetli Yücel Dağlı'yla devamlı konuşurduk bu konuyu: Biz Osmanlıcaya aşinayız, bilim dünyası da öyle. Fakat lise ve üniversite talebelerinin anlaması için günümüz Türkçesine aktarılması lazım diye... Bir de ben bir gazetenin tarih ekinde iki yıl boyunca Evliya Çelebi'nin ilginç hikâyelerini sadeleştirip yayınladım o sıra. Yankısı çok oldu. Bu biraz cesaretlendirdi bizi. Yapı Kredi Yayınları da çok istekliydi. 2003'te başladık. İlk cilt Mart 2003'te çıktı. Haziran 2006'da da üçüncüsü... O zamana dek rahmetli Yücel Dağlı'yla birlikte çalıştık. Sonra uzun bir ara oldu. 4. ciltten itibaren tek başıma devam ettim ben. Haziran 2010'da 4. cilt çıktı, 10. sonuncusu da geçen hafta.

Çok hızlı değil mi?

Zaman mefhumu yok bende. Her akşam mutlaka 4-5 saat çalıştım. Cumartesi pazar, yarım günü hanım ve çocuklara ayırdım, onun dışında hep çalıştım. Bitinceye kadar ailecek nefes almadık, bir yere gitmedik, gezmedik, tozmadık. Şimdi çok şükür bitti, gezeceğiz artık. Evliya Çelebi'nin izinden gidip anlattıklarının sağlamasını yapacağız.

Şimdiye kadar nerelere gidebildiniz?

Yıllarca kapanıp çalışmaktan bir yeri gezip görmek kısmet olmadı. Geçen sene Pec'e gidebildim. Bu sene de Saraybosna, Mostar ve Poçetel'e...

İmkânınız olsa nereden başlar, nerelere gidersiniz? İlk olarak...

İstanbul'da yaşamıyor olsam ilk İstanbul'dan başlarım. İstanbul kadar güzel anlatmamış hiçbir yeri. Birinci cilt sadece bir İstanbul envanteri değil, aynı zamanda bir İstanbul güzellemesi. Sonra terk edip gelmek zorunda kaldığımız topraklara geçerim; Balkanlar ve Kafkaslar'a... Her müminin arzusu hac yolları sonra... Aslında Evliya Çelebi'nin uzandığı her yere hevesliyim.

Tanpınar, "Ben Evliya Çelebi'yi tenkit etmek için değil, ona inanmak için okurum ve bu yüzden de daima kârlı çıkarım." diyor. Sizinki de böyle bir yaklaşım mı?

Severek, inanarak okumak lazım. O zaman hep kârlı çıkılır. Örneğin Poçetel'i tarif etmiş Evliya. Evleri, camiyi ve cami avlusundaki serviyi... Yeniden okudum. Müthiş bir şey. Fotoğrafını çekmiş, 350 yıl önce... Seyahatname pek çok milletin ortak mirası. Okuyan, tarihe ve insana nasıl bakılacağını görür. Günümüz insanının kendi zamanını ve geleceğini daha iyi anlaması, en önemlisi güven duyması için Evliya Çelebi'yi okuması lazım.

Çevirirken en çok neyde zorlandınız?

Bazı özel sanatların ve kelimelerin karşılığını bulmakta... Özellikle mimari ve süsleme konusunda. Bunları günümüz Türkçesine aktarırken cidden zorlandım, bulamadıklarım oldu, bazılarını korumak durumunda kaldım. Evliya Çelebi'nin o kadar geniş bir perspektifi var ki, bilmediği yok. Örneğin Selimiye'yi anlatıyor, kullandığı kelimeleri mimarlık tarihçileri bile bilmez belki.

Bittikten sonra bir boşluk olmadı mı?

Yok, hayır, çalışıyoruz hâlâ. Türk Dil Kurumu'nun önderliğinde yürüyen bazı faaliyetler var. 26-30 Eylül'de bir sempozyum oldu; İstanbul, Bursa ve Kütahya'ya gittik. 6-9 Ekim'de Saraybosna'da, geçtiğimiz hafta da Vatikan'daydık. Önümüzdeki günlerde yine Yunus Emre Vakıfları ve Türk Dil Kurumu işbirliğiyle Romanya'ya gideceğiz. Sonra da Mısır ve Ürdün'e...

2011 Evliya Çelebi Yılı etkinlikleri kapsamında mı bunlar?

UNESCO 2011'i Evliya Çelebi Yılı ilan etti. Biz de Türk Dil Kurumu olarak Çelebi'nin doğum tarihi olan 25 Mart'ta Topkapı Sarayı'nda bir açılış yaptık. Sonra üniversite, belediye ve birtakım özel kuruluşların etkinlikleri devam etti.

Etkinlikler tek elden ve tek bütçeden gitseydi daha iyi olmaz mıydı?

Olurdu da; bu bir kültür işi, biraz da gönül işi. Hepsini bir çatıda toplamak mümkün değil. Herkes dosyasına ben şu kültür faaliyetini yaptım diye yazmak istiyor.

Yanlış ve kötü bir şey yapıldı mı?

Fazla bir gariplik yoktu. Güzel şeyler yapıldı.

Keşke...

Keşke daha çok şey yapılsaydı ama o keşkenin içine ne girer bilmiyorum. Aslında yapılanlardan memnunum. Evliya Çelebi okura tanıtıldı. Mümkün olduğunca... Bir de çok güzel bir tesadüf demeyelim, tevafuk... Ben 2003'te niyetlensem ve 2011 Evliya Çelebi Yılı olacak, şu ciltleri tamamlasam desem; tamamlayamazdım. Tamamlandı. Bir de 2007'de çıkan 10 ciltlik özgün dilli Seyahatname var. Yapı Kredi Yayınları onları da iki cilde indirdi, kasımın ilk haftası çıkacak. Seyahatname'nin orijinal yazmasının tıpkıbasımı Tarih Kurumu Yayınları'ndan çıkacak, şu anda matbaada. Bir de ben Evliya Çelebi'yi her yönüyle anlatan bir kitap hazırladım, o da Türk Dil Kurumu Yayınları'ndan çıkacak. TRT ve Türk Dil Kurumu ortak yapımı bir Evliya Çelebi Belgeseli hazırlanıyor; onun gitme seyrine göre 10 bölüm halinde. Yapımcısı TRT'nin en eski belgeselcilerinden Daver Atabey. Çekimler başladı. 2012 ortasında tamamlanmış olacak inşaallah.

JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN KÜLTÜR / 24.10.11

Hiç yorum yok: