4 Aralık 2011 Pazar

SANAT/HAYAT: Caz müzisyeni mi olacaksın? Vay haline!


Türkiye'de caz konusunda eğitim veren tek konservatuar Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde. 1,5 yıldır... Şimdi bir de İzmir Yaşar Üniversi-tesi'nde var. Ama galiba Hacettepe'deki yakında kapanacak. Çünkü hocaları birer ikişer dağılıyor; bir kısmı Yaşar Üniversitesi'ne geçmiş bile.


Caz önemli bir övünç kaynağı. "Şunlar geldi, bunlar gitti, biletler tükendi, konserler doldu, İstanbul bu konuda aldı yürüdü..." diye anlatıp duruyoruz birbirimize. Hakikaten öyle. Başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Afyonkarahisar'da olmak üzere pek çok caz festivali var ülkede. İçlerinde genç caz konserleri ve yarışmaları da oluyor üstelik. Örneğin İstanbul Caz Festivali kapsamındaki Genç Caz konserleri sekiz yılı geride bıraktı ve nice amatör müzisyen ağırladı. Haliyle, aklımıza bir soru takıldı: "Bu konser ve yarışmalara katılan gençler nerede eğitim görüyor?" Soruşturduk ve anladık: Eğer yurtdışına çıkma imkânları yoksa orada burada, tamamen kendi çabalarıyla; biraz şansları varsa profesyonel müzisyenlerden aldıkları ders ve kurslarda. Çünkü Türkiye'de caz alanında eğitim veren bir konservatuar -1,5 yıl öncesine kadar- yokmuş. 1,5 yıl önce Ankara Hacettepe Üniversitesi Konservatuarı bünyesinde bir Caz Bölümü açılmış; büyük umutlar ve sağlam bir kadroyla ama biraz yalancı bahar tadında. Çünkü kapanacakmış yakında. Nedeni ise -içeriden alınan bilgiye göre- gördüğü ilgi ve gösterdiği başarı! Hocaların bir kısmı İzmir Yaşar Üniversitesi'nde daha yenice kurulan caz bölümüne geçmiş bile. Bu yola baş koyan ama yurtdışına çıkamayan gençlerin tek umudu -şimdilik- orası.

***

Kimse 'Huzur' istemiyor!

Antik AŞ'nin geçen hafta Swissotel The Bospho-rus'ta gerçekleşen müzayedesinin yıldızı Osman Hamdi Bey'in 'Huzur' isimli tablosuydu. Sıra ona gelene dek salon tıka basa doluydu, çünkü tarihi bir ana şahitlik edilmesi söz konusuydu. Ama olmadı. Açılış fiyatı 9 milyon dolar olarak belirlenen tablo için bir iki kişi telefonla ufak çaplı artırımlar yaptı ama bu artış 10 milyon doları bulmadı. Turgay Artam satışı gerçekleştiremeyeceğini söyleyerek diğer eserlere geçti. O sırada salonda neredeyse kimse kalmadı. Artam'ın satışı durdurmasının sebebi; hem bu kadar değerli bir tablonun 10 milyon doların altına satılmasını uygun görmemesi hem de halihazırda 10 milyon dolar vermek isteyen ama taksitlendirme rica eden bir koleksiyonerin bulunmasıydı. Gün itibariyle, yaşananların üzerinden tam bir hafta geçti ama Antik AŞ'den aldığımız bilgiye göre o malum koleksiyonerden ses yok.

***

Serginin adı: 5199

Herkes olanları biliyor. 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gü-nü'ne üç beş gün vardı. Bir haber: Bolluca Yolu'nda yüzlerce köpek zehirlendi. Hayvansever ve veterinerler koştu gitti. Köpeklerin bazısı yaşadı, bazısı öldü. Üç beş gün konuşuldu, tartışıldı; sonra unutuldu. 46 Dergisi'nin kasım-aralık hayvanlar özel sayısında konu detaylıca işlendi; anlatıldı, anlaşıldı. Deniz Ülkütekin sağ olsun. Şimdi de bir sergi açılıyor. Mehmet Turgut'un '5199' ismini verdiği serginin mekânı City's Nişantaşı R katı, tarihi 10-17 Aralık. Sergi, ismini yetersiz hükümlerine rağmen bir türlü değiştirilemeyen Hayvan Koruma Kanunu'ndaki 5199. maddeden alıyor.

***

Festivalin adı: 0090

0090; Türkiye'yi aramak, ülkeye bağlanmak istediğimizde illa ki gerekiyor. Bir ön şart olarak. Yurtdışından Türkiye'ye bağlanan bir festival için daha güzel bir isim düşünülemezdi! 0090, Türkiye'ye doğrudan ve dolaylı referanslarla bağlanan bir güncel sanat festivali. 1 Aralık'ta Belçika'da başladı. 9 Aralık'a kadar devam edecek. Dans, tiyatro, performans, görsel sanatlar ve müzikle... Ayrıntılı bilgi için: www.0090.be

JÜLİDE KARAHAN

ZAMAN PAZAR / 4.12.11

Hiç yorum yok: